Başarı hikayeleri, Edirne'nin sorunları ve çözüm önerileri.
Gürkan Güneser: “Şu çok önemli, yaşamın her alanında ne yapacağınızı planlarsanız, kurumsallaşırsanız ve kendinizi güncellerseniz başarı kendiliğinden gelir.
Edirne turizm şehri ama bir turizm haritası bile yok. Bunu dernek olarak siz yapmışsınız. Çok da iyi olmuş. Neden bunu Edirne Valilik gibi, Edirne Belediyesi gibi turizm
müdürlüğü olan kurumlar yapmıyor? ”
ü Kısaca kendinizden
bahseder misiniz?
Gürkan Güneser: Çoban Mehmet’in
oğluyum. Edirne doğumluyum. Askerlik
hayatımın dışında, üniversite hayatım dâhil Edirne’de geçti. Edirne her yönü ile yaşanacak bir şehir. Sakinliği ile asayişi ile ulaşımı ile tarihi
eserleri ile ideal bir şehir. Türkiye’de kaç tane şehirde bir yerden
başka bir yere en
fazla 10 dakikada ulaşabiliyorsunuz, denize gidelim dediğinizde bir saatte
deniz kenarında olabiliyorsunuz, yeşil alan aradığınızda, Söğütlük, Sarayiçi elinizin altında. Bunlar büyük
nimetler. Yanılmıyorsam geçenlerde bir gazeteci yazmıştı. “Sabah kahvaltısını Edirne’de yaptıktan sonra öğle yemeğini Bulgaristan’da,
akşam yemeğini Yunanistan’da yiyip döndük” diye. Edirne’nin çok
avantajları var ama bunun yanı sıra dezavantajları da var. Bu
dezavantajları özellikle ticaret ile uğraşanlar için var. Bizim Edirne olarak genişleme büyüme imkânımız yok. Biz Edirne
ili olarak sadece İstanbul istikametine doğru büyüyebiliyoruz. Ticarette bir kısıtlılık var ancak biz
Trakya’daki bütün il ve ilçelere iş yapıyoruz. Kısaca çalışacağım diyene iş var. Biz Edirne
insanı biraz rahatızdır. Bu Balkan ülkesi insanı olmanın getirdiği rahatlıktan kaynaklanıyor. Yunanistan,
Bulgaristan veya Makedonya’ya gittiğimizde de bu
rahatlığı görebiliyoruz. Şu çok önemli, yaşamın her alanında ne yapacağınızı planlarsanız başarısız olmanıza imkân yok. Başarı kriterlerine erişmiş kime sorsanız, “Çok çalıştım, dürüst oldum” diyor. Tamam, o
doğru ama bir yere
kadar. Önce bir kurumsallaşacaksın, kendine ne
gerektiğini tespit
edeceksin, sistemi belirleyeceksin, belli standartlara uyacaksın. Ondan sonra büyümemene imkân yok. Örneğin Batı Makina ve Kazan
San. Tic. Ltd. Şti. 1974 yılında kurulmuş. İki kurucu ortağım vardı. Ben 1984 yılında katıldım. Kalorifer
kazanı imalatı yapıyorlardı. Sadece
kalorifer kazanı imalatı yapsaydım ayakta duramazdım. İmalatın yanında tesisat işlerinde kullanılacak bütün
malzemelerin satışına da yönlendik. Bölgeye doğalgaz geldi,
malzemesi ile işçiliği ile bütün yetki
belgelerine sahip olacak şekilde dört dörtlük, hem endüstriyeli, hem bireyseli, hem sanayi
tipi ile doğal gaz işine de yönlendirdik kendimizi. Sonra o da
yetmez dedik mekanik tesisat işine yönlendik. Ben makine mühendisiyim ama şirket bünyesine bir makina, bir endüstri mühendisi, bir bilgisayar
programcısı, bir elektrik
teknisyeni gibi elemanlar istihdam ederek onlarla birlikle çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bu saydıklarım usta ve kalfa çalışanlarımızın dışında kişiler. Örneğin Havsa veya Çorlu’da hastane yapılıyor. Bunun ne
kadar mekanik tesisatı var ise, havalandırma, temiz – pis su tesisatı, güneş enerjisi, yangın tesisatı, havalandırması, iklimlendirme
klima tesisatı, doğal gaz tesisatı, kalorifer tesisatı gibi bütün mekanik tesisat işlerini yapıyoruz. Bu
nedir kendini çağa adapta etmektir. Yoksa ben sadece kalorifer
kazanı imalatı yapıyorum dersen
senede Trakya bazında 10 tane yaparsın beklersin. Yarın öbür gün o işlerde çıkmayacak. İstihdam da
yaratamazsın iş te üretemezsin. İyi plan yapmak,
gerektiği kadar, eleman
ile çalışmak çok önemli. Yeri geliyor 10 kişi ile çalışıyoruz, yeri
geliyor 60 kişi ile çalışıyoruz.
ü Turizm açısından, sanayi açısından, ekonomik açıdan kısa ve özetle her açıdan Edirne’de yaşam şartlarının daha iyi olması için neler yapılabilir?
ü
Gürkan Güneser: Dünyada Floransa’dan
sonra en çok tarihi esere sahip ikinci il Edirne. Edirne’mizin bir tarihi
dokusu var. Kaleiçi semti çok müstesna bir yer. Buranın çok ayrı ele alınıp farklı bir proje ile değerlendirilmesi
lazım. Yiyeceklerimiz
de çok farklı. Bir ciğerimiz var, bir köftemiz var bunların lezzetlerini başka hiçbir yerde bulamıyorsun. Makedonya’dan tutun Tekirdağ’a kadar bu bölgenin köftesini başka hiçbir yerde bulamazsınız. Dünyada ki en
güzel şehirler içinden nehir akan şehirlerdir.
Budapeşte’si de böyledir, St. Petersburg’u da böyledir, Paris’i de böyledir, Filibe’si de böyledir. İçinden nehir akan şehirlerin İyi değerlendirilmesi önemlidir. Bizde ki Meriç nehri Filibe’de de akıyor. Filibe’de köprüden baktığınızda altında yüzen balıkları görebiliyorsunuz. Bizde Meriç köprüsünden baktığınızda bulanık pis sudan başka hiçbir şey göremiyorsunuz. Bulgaristan önce Meriç
nehrinin kanalını değiştirmiş, altını temizlemiş, komple beton
atmış, kenarına duvar örmüş, ama bizimki gibi yüksek ve güzelliği kapatacak şekilde değil. Sonra tekrar
suyu ve nehri hem doğaya hem de şehre kazandırmış. Balkan Su Olimpiyatları orada yapılıyor. Su tertemiz
akıyor. Edirne
Turizm şehri, Edirne’nin bir turizm haritası bile yok. Yeterli
sayıda rehberi yok.
Her araç her yere giriyor. Hiçbir denetim mekanizması yok. Turizmde
gelişmiş başka şehirlere gidin
bakalım bu böyle mi?
ü Edirne Bütünşehir olacak.
Bunun Edirne’ye ne gibi getirileri olacak?
Gürkan Güneser: Ben buna karşıyım. Bu algı yaratıp kavram kargaşası yaratmaktan başka bir şey değil. Bir ülkede şehirler; “Normal Şehir”, “Büyükşehir” ve “Bütünşehir” şeklinde sınıflara ayrılır. Hem “Büyükşehir” hem de “Bütünşehir” olmaz. Bunlar çok farklı kavramlar.
Örnekle
anlatayım. Bir zamanlar
Edirne’de Anadolu Lisesi vardı. Buradan mezun
olan arkadaşlar şakır şakır İngilizce konuşur
giremeyecekleri üniversite olmazdı. Şimdi bütün liseler Anadolu Lisesi oldu. Bütün okulları Anadolu Lisesi
yapmakla eğitimin kalitesi mi yükseldi? Hayır! Okulun sıfatı değişti, eğitimin kalitesi düştü. Şimdi illeri şehirlerin sıfatlarını değiştiriyorlar. Bir
ili büyükşehir yapmakla onun refahını mı arttıracaksın? Sorunlarını mı çözeceksin? Hiç inanmıyorum, öyle bir şey olacağını da sanmıyorum. Bütçeden gelen pay artacak. Para bir yerde toplanacak. Ama muhtara
gelen pay azalacak, ilçe belediye başkanlarına gelen pay
azalacak. Bir yerde toplanması ne kadar iyi olacak. Zamanla
Valilikler kalmayabilir, valilerin işlerini belediye
başkanları yapabilir ve İl Genel
Meclisleri zaten tamamen kaldırılacak. Bölge Valilikleri getirilir. Zamanla
yavaş yavaş eyalet sistemi
gelir. Bütünşehir belediye sınırları, il mülki sınırları, ilçe belediye sınırları da ilçenin mülki sınırları olacak. Emlak
vergisi oranları yüzde yüz artmış olacak.
Vergilendirmeler gerçek usule göre yapılacak. Kısacası bütünşehir olmanın en büyük yükümlülüğü vatandaşa kalacak. Burada her şeyi birkaç kişinin inisiyatifine
bırakacaksın.
ü Edirne’nin daha ileriye gitmesi, gelişmesi için neler yapılabilir?
Gürkan Güneser: Edirne’nin daha
farklı bir şehir olması için kurumların bir araya
gelmesi lazım. Üniversitenin şehir ile bütünleşmesi lazım. Burada öğrencilerin alışveriş yapması ve yemek yemesi
gibi konuları kast etmiyorum. Ticaret odalarının protokol müdürlüğünün dışına çıkıp biraz daha
esnafla iç içe olması lazım. Edirne’de Vali, Belediye Başkanı, Ticaret Odası Başkanı ve Yönetim Kurulu, Ticaret Borsası Başkanlığı ve Meclis Başkanlığı gibi kurumlar
bir araya gelip çok ciddi tartışmalar yapmalı. Bu şehirde yaşıyorsa, bu şehirde bir sivil
toplum örgütüne seçilip görev aldı ise, bu şehre bir şeyler vermelidir. Türkiye’de Gaziantep,
Kayseri, Denizli gibi şehirler seviyelerini yükseltip bir yerlere geldi ise bir
araya gelip konuşarak, tartışarak üreterek Bir yerlere geldi. Örneğin geçmiş yıllarda Edirne’de
bir Lalapaşa Çimento Fabrikası satıldı. Ticaret Odası sermayesi olan
kişileri bir araya
getirtip onu aldırmalıydı. Ki Edirne’de o
fabrikayı alabilecek
kapasitede insanlar vardı. Örneğin Modavizyon
Edirne’ye ikinci fabrikasını kuracaktı. Yok, şunu istiyoruz,
yok bunu istiyoruz gibi küçük şeylerle yatırımcının yeni yatırımlarını Edirne’de yapmasını
engellediler.
Başarılarınızın devamını dilerim.
YanıtlaSil