Batı Trakya Türkleri 29 Ocakları andı
ü Batı Trakya Türk Azınlığı’nın hak arama mücadelesinde
en önemli dönüm noktası olan 29 Ocak’lar Gümülcine’de anıldı.
|
(Gümilcine / Gündem Gazetesi – Yunanistan) Batı Trakya Türk
Azınlığı’na aile ve isimlerinde ‘Türk’ kelimesi bulunan dernekler hakkında
verilen kapatılma kararı ve Türk azınlığa yapılan baskı ve ayrımcılıkları
protesto etmek amacıyla Türk azınlığın 1988 yılında gerçekleştirdiği direnişin
ve bunun iki yıl ardından Batı Trakya’da Türkleri hedef alan saldırılarla
ilgili Gümülcine’de anma etkinliği düzenlendi.
Danışma Kurulu’nun düzenlediği anma etkinliğine bu yıl
ağırlıklı olarak gençler katıldı. Anma etkinliğinde Batı Trakya genelindeki
köylerden soydaşlar yer aldı.
30 yıl önce Yargıtay (Arios Pagos) Mahkemesi’nin
“Yunanistan’da Türk bulunmadığı” gerekçesiyle isimlerinde “Türk” kelimesi yer
alan derneklerin kapatılmasına yönelik kararın ardından Batı Trakya Türk
azınlığın gerçekleştirdiği toplu direniş, Batı Trakya Türk Azınlığı Danışma
Kurulu’nca (BTTADK) Gümülcine’de Chris and Eve Oteli’nde düzenlenen etkinlikte
kutlandı. Etkinlikte, 29 Ocak 1990’da fanatik Yunan gruplarınca Gümülcine’de
Türk azınlığa ve Türk dükkanlarına yönelik saldırılar da anıldı.
Etkinliğin sunuculuğunu Danışma Kurulu Genel Sekreteri
ve Gümülcine Türk Gençler Birliği Başkanı Necat Ahmet yaptı.
ÖZKAN SAMİOĞLU’NUN
FOTOĞRAFLARI VE ŞARKISI
Anma toplantısı Türkiye’de yaşayan Batı Trakyalı
sanatçı Özkan Samioğlu’nun memleketinden çektiği fotoğraf ve kendi yazdığı
“Güzel Batı Trakyam” şarkısıyla oluşturululan sineviyon ile başladı.
Etkinlikte ayrıca, bu mücadelenin yanı sıra toplu
direnişin ikinci yıl dönümü 29 Ocak 1990’da fanatik Yunan gruplarca Gümülcine
ve İskeçe’de Türklere karşı yapılan toplu saldırılarla ilgili resim sergisi ve
sinevizyon gösterisi düzenlendi.
Etkinlikte Rodop eski bağımsız milletvekili ve 29 Ocak
Toplumsal Dayanışma ve Milli Direniş Yürüyüşü’nün organizasyon komitesi başkanı
İsmail Rodoplu’nun 30 yıl öncesini anlattığı röportajı dinletildi.
Daha sonra ise DEB Partisi Genel Başkanı Mustafa Ali
Çavuş ile İskeçe Müftüsü Ahmet Mete birer selamlama konuşması yaptı.
MUSTAFA ALİ ÇAVUŞ
DEB Partisi Genel Başkanı Mustafa Ali Çavuş, Başta
Türk Azınlığın merhum lideri Dr. Sadık Ahmet olmak üzere, 29 Ocak Milleti
Direniş gününü yaratanlara teşekkür ederek başladığı konuşmasında şunları
kaydetti: “Eğer o gün rahmetli Dr. Sadık Ahmet, İsmail Rodoplu, Mehmet Emin
Aga, müftümüz İbrahim Şerif ve diğer azınlık önde gelenleri, bu yürüyüş
kararını alıp, Batı Trakya Türkleri’ne yapılan haksızlıkları haykırmış
olmasaydınız, bugün Batı Trakya Türklerinin vatandaşlık haklarında dahi olan
ilerleme olamayacaktı. Ben tüm halkımıza bir kez daha içtenlikle teşekkür
ederim. Bugün geldiğimiz noktada sorunlarımız devam ediyor. Kimlik sorunu,
müftülük sorunu, eğitim sorunu, kısacası Lozan Antlaşması’ndan doğan haklarımız
konusunda maalesef bir ilerleme kaydedilemiyor. Ben buradan devletimize ve
iktidara bir çağrıda bulunmak istiyorum. Bu değerli ve uysal Batı Trakya
Türkleri devletine hizmetten başka hiç bir gayesi olmayan azınlığımız sadece
Lozan Antlaşması’nın uygulanmasını istiyor. Ancak Yunan devleti maalesef
Lozan’ı uygulamamaktadır. Bizleri bırakın ikinci sınıf vatandaş, üçüncü sınıf
vatandaş olarak yaşatmaya çalışmaktadır.”
AHMET METE
İskeçe Müftüsü Ahmet Mete de konuşmasında 29 Ocak
Milli Direniş Günü ruhunun uzun yıllar devam etmesi gerektiğini, bu ruhu
yaşarken geçmişten ibret alınması ve bugünlerin göz önünde bulundurulması
gerektiğini dile getirdi. O yıllarda çok acı olayların yaşandığını anımsatan
müftü Mete, yaşanan bu olayların gençlere iyi bir şekilde anlatılması
gerektiğini ifade etti.
29 Ocak olayları sırasında kendisinin öğrenci olduğunu
kaydeden Mete, aradan 30 yıl geçmiş olmasına rağmen bu ruhu yaşatmak için
ellerinden geleni yapmaya çalıştıklarını söyledi. Azınlık sorunlarının hala
devam ettiğini belirten Mete, “Bizlerin birlik ve beraberlikten başka bir
amacımız yok. Bu davada birlik ve beraberlik içinde olduğumuz zaman başarılı
olabiliriz” dedi.
Devamında ise 29 Ocaklarla ilgili olarak o dönemi
yaşayanlardan eğitimci – yazar Tevfik Hüseyinoğlu, İskeçeli vaiz Sedat Karadayı
ve Batı Trakya Türk Azınlığı Danışma Kurulu Başkanı ve Gümülcine Müftüsü
İbrahim Şerif konuştu.
TEVFİK HÜSEYİNOĞLU
Tevfik Hüseyinoğlu söz alarak,1988 yılındaki 29 Ocak
Toplumsal Dayanışma ve Milli Direniş Günü’ne kadar olan süreci ve 29 Ocak
direnişinin sebeplerini anlattı. 1974 yılında askeri Cunta yönetiminin
yıkılmasıyla ülkeye demokrasinin yeniden geldiğini anlatan Hüseyinoğlu,
demokrasinin azınlık için gelmediğini söyledi. Tevfik Hüseyinoğlu, azınlık
insanının demokrasiden faydalanmayı beklerken, azınlığa karşı haksız
uygulamaların baş gösterdiğini dile getirdi. Hüseyinoğlu, taşınmaz mal edinme
hakkı, inşaat yapma, araç satın alma, ehliyet çıkarma gibi konularda uygulanan
kısıtlamaların yanısıra tarlaların kamulaştırılması, evlere telefon hattı alma
yasağı gibi uygulamaların azınlık insanını hedef aldığını hatırlattı. Tevfik
Hüseyinoğlu, bu gibi nedenlerden dolayı azınlık insanının çok zor günler
yaşadığını ve bu sorunlar yumağının sonucunda 29 Ocak olaylarının yaşandığına
dikkat çekti.
SEDAT KARADAYI
İskeçeli din görevlisi Sedat Karadayı da sözkonusu
olaylara bizzat tanıklık ettiğini ve o dönemde azınlığın karar alma
mekanizmaalarında aktif görev aldığını hatırlatarak 29 Ocak 1988 ve 29 Ocak
1990’da yaşanan olayları anlattı. O yıllarda azınlık insanın bir çok acı
olaylar yaşadığını anlatan Karadayı, “29 Ocak 1990’da meydana gelen Vandalizm
olayları bize, 29 Ocak 1988’de toplum olarak gösterdiğimiz birlik beraberlik
içerisindeki milli dayanışmamızda ne kadar haklı olduğumuzu ispat etmiştir.
Bizler, anayasal hakkımız olan yürüyüşümüzü yaparak, haksızlıkları dile
getirerek bütün dünyaya duyurduk. Bundan rahatsız olanlar ise gerçek yüzlerini
29 Ocak 1990’da göstermiştir” diye konuştu.
Son olarak gençlere seslenen Sedat Karadayı sözlerini
şöyle sürdürdü: “Bu iki tarihi çok iyi bilmemiz lazım. Her iki Ocak’ta da
bizleri her daima kenetleyecek ve azınlık olarak ayakta tutacak çok manalı
mesajlar vardır. Bunları bilmemiz, kayıt altında tutmamız ve mutlaka gelecek
nesillerimize aktarmamız lazımdır. Bugün itibariyle bir Yunanistan ve Avrupa
Birliği vatandaşı olarak belki vatandaşlık haklarımızda bir ilerleme
kaydedilmiş olsa bile, unutmayalım bu ilerlemeler 30 yıl önce yapılan bu
mücadelenin sonucudur.”
İBRAHİM ŞERİF:
DİRENİŞTEN SONRA YUMUŞADILAR
Etkinliğin konuşmacılarından Batı Trakya Türk Azınlığı
Danışma Kurulu Başkanı İbrahim Şerif, burada yaptığı konuşmada, “29 Ocak
direnişinin, Türk azınlığın yasal hak arama mücadelesindeki kararlılığının güçlü
bir ifadesi olduğunu ve Atina’ya güçlü bir mesaj oluşturduğunu” belirterek,
direnişten sonraki dönemde azınlığa uygulanan politikalarda belirli bir
yumuşama yaşandığını belirtti.
Batı Trakya’da 1988 öncesinde Atina hükümetlerince Türk azınlığa karşı ağır
baskı ve ayrımlar uygulandığını anlatan Şerif, şunları söyledi:
“1974 Kıbrıs Barış Harekatı’ndan sonraki dönemde Batı
Trakya’da adeta bir getto dönemi başlatıldı. Bugün, gençlerimizin akıllarının
almayacağı şekilde zor günler geçirdik. Azınlık mensuplarına inşaat izni
verilmiyordu. Damdaki akan kiremitleri bile aktarmaya izin yoktu. Polis, Türk
esnafa ve köylülerimize sudan bahanelerle keyfi ve haksız cezalar
veriyordu.”
Şerif, Türk azınlığın bu baskılara karşı 29 Ocak
1988’de toplu bir direniş gösterdiğini anlatarak, direnişin Atina hükümetine
güçlü bir mesaj oluşturduğunu kaydetti.
Bu mücadelenin ardından Atina’nın politikalarının değiştiğine dikkati çeken
Şerif, “Vatandaşlık haklarını iade etmek mecburiyetinde kaldılar” diye
konuştu.
AZINLIK HAKLARI İADE
EDİLMEDİ
Şerif, Türk Azınlıkla ilgili vatandaşlık haklarında
belirli bir iyileşme olmasına rağmen, anlaşmalarla belirlenmiş ancak yıllar
öncesinde gasp edilen Azınlık Hakları’nın ise hala iade edilmediğini
söyledi.
Batı Trakya’da çeşitli bahanelerle bazı azınlık
okullarının kapatıldığını ve müftülerin yetkilerinin kısıtlanmak istendiğini
vurgulayan Şerif, “Vatandaşlık haklarını verdiler ancak, bundan sonraki dönemde
Lozan’da bizlere tanınan haklar sürekli elimizden alındı. Alınmaya da devam ediyor.
Bu nedenle birlik ve beraberlik halinde mücadeleye devam etmek zorundayız”
çağrısında bulundu.
AZINLIK KURUMLARINDAN
29 OCAK AÇIKLAMALARI
Batı Trakya’daki Türk kuruluşlarınca 29 Ocaklar
nedeniyle yayımlanan bildirilerde ise Batı Trakya’da azınlık karşıtı
politikaların halen sürdüğü, temel İnsan Hakları ihlal edildiği
belirtildi.
Avrupa ülkelerinin ise buna karşı sessiz ve tepkisiz kaldığı belirtilen
bildiride, bu durumun Batı Trakya Türk toplumunca insanlık ve barış adına
endişe ile karşılandığı vurgulandı.
YÜZLERCE İŞYERİ
YAĞMALANMIŞTI
Batı Trakya’da isimlerinde Türk kelimesi bulunan
derneklerin Yunanistan’da Türk bulunmadığı gerekçesiyle mahkeme kararıyla
kapatılmak istenmesi üzerine Türk azınlık, Gümülcine’de 29 Ocak 1988’de toplu
direniş olarak adlandırılan büyük bir yürüyüş gerçekleştirmişti.
Bu tepkilerin ikinci yıl dönümü olan 29 Ocak 1990’da
ise fanatik Yunan gruplarca Gümülcine ve İskeçe’de Türklere karşı toplu
saldırılar düzenlenmişti.
Yunan polisinin müsamahasıyla iki gün süren saldırılarda, Türklere ait 500’ün
üzerinde dükkan ve iş yeri tahrip edilerek yağmalanmış, aralarında merhum
İskeçe Müftüsü Mehmet Emin Aga ile dönemin bağımsız milletvekili Ahmet
Faikoğlu’nun da bulunduğu çok sayıda Türk darbedilmişti.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder