30 Haziran 2018 Cumartesi

Mimar Mehmet Tula: “Biz her şeyden önce müteahhit ülkesiyiz. Yakıp yıkmayı seviyoruz ve yenilemek maalesef bize göre değil. “


Mimar Mehmet Tula: “Biz her şeyden önce müteahhit ülkesiyiz. Yakıp yıkmayı seviyoruz ve yenilemek maalesef bize göre değil. “

·        Mimar Mehmet Tula, Süloğlu doğumlu. İlk ve ortaokulu Süloğlu’nda, Liseyi de Kabataş Erkek Lisesi ve Edirne Lisesinde okudu. Trakya Üniversitesi Mimarlık Bölümü mezunu. 28 senedir serbest mimarlık yapıyor.
ü  Edirne’yi mimari açıdan değerlendirir misiniz?
Mimar Mehmet Tula: Edirne Osmanlı’ya 90 yıl başkentlik yapmış bir şehir. Ama evveliyatı var. Kaleiçi’ndeki tarihi Türk evleri harabe durumda. Bunun da en büyük müsebbibi aslında müteahhit takımı. Kaleiçi’ni gezdiğiniz vakit hem Osmanlı’dan hem Bizans’tan izler görürsünüz. Dediğim gibi Osmanlı’ya 90 yıl başkentlik yapmış bir şehir ama evveliyatı da tarihi eserlerle dolu. Buradaki tarihi eserlerin, bilhassa tarihi konakların yenilenmesi ve aslına sadık kalarak yenilenmesi gerekiyor ki şehir mimari açıdan estetik bir görünüm kazansın. Edirne’deki yeni yerleşim yerlerine bakacak olursak orada da bir düzensizlik söz konusu. Çok doğru bir şekilde organize edilmiş, sistemli mahallelerde var, çarpık kentleşmeler de var. Binevlere baktığımızda yapı olarak çok düzgün ve organize bir yerleşim yeri görürsünüz. Ama Edirne’nin her yeri maalesef Binevler gibi değil.
ü  Kaleiçi Konusuna Dönecek Olursak… Bu Bölgedeki Evler Nasıl Değerlendirilip Turizme Hizmet Etmesi Sağlanabilir mi?
Mimar Mehmet Tula: Eskiyi bozmadan, aslına sadık kalarak, Ankara Beypazarı gibi bir sistem kurulabilir. Binalar aslına sadık kalınarak lokanta, butik otel, kafe olarak işletilmeli. Kaleiçi’nde eski binaların yanında çok fazla beton bina da var. Bu durum tabi ki estetik açıdan, mimari açıdan ciddi bir sıkıntı yaratıyor. Kaleiçi Yunan uygarlığının Hipotamas planına göre yapılmış. Tek bir merkez var ve bütün sokaklar o tek merkeze çıkıyor. Yunan Uygarlığından bir şehir planıdır esasında, Kaleiçi. Kaleiçi’nin altında bir şehir daha var. Yıkılan bir şehrin üstüne Osmanlı yeni bir şehir inşa etmiş. Demem o ki Yunan Mimarlığını yansıtması açısından ve farklılığı bakımından bu bölgenin şu anki durum biz mimarlar için içler acısı. Düşünün bir tarafta tarihi evler, bir tarafta betondan binalar. Tam bir keşmekeş. Kaleiçi’ni yıkmak bir maliyet. Devlet desteği olmadan bu iş yapılamaz. Ancak yıkılıp, uzun süreli bir çalışma ile sadece konaklar ve yeşil alanlardan müteşekkil bir eski şehir oluşturulabilir. Bu bölge yenilenirse turist sayısı ciddi manada artacaktır. İnsanlar Edirne’ye günübirlik gelmezler, kalmak için de gelirler.
ü  Balkanları Gezdiğinizi Söylediniz. Balkanlarda Edirne’nin Yarısı Kadar Eser Olmamasına Rağmen Daha Fazla Turist Çektiklerini Görüyoruz. Turizmi Bizden Daha İyi Yapıyorlar. Bizde Neleri Eksik Görüyorsunuz, Mukayese Ettiğiniz Zaman?
Mimar Mehmet Tula: Öncelikle Tanıtım. Bu yıl Edirne Kakava ve Ciğer Festivallerinde biraz hareketliydi ama tanıtım konusunda kurumları eksik görüyorum. Bu işin başı tanıtım. Peki ya neyin tanıtımını yapacaksınız? Kaleiçi’ndeki evleri yenileyin ki güzel bir reklam yapmış olun. Balkanlardaki turizm Türk Turizmi. Bunu da TİKA yapıyor. TİKA Balkanlarda Türklerin yaptığı eserleri onarıyor ve o ülkelerin turizmine kazandırıyor. TİKA’nın yaptığı işi Türkiye’de organize olarak yapan olmadı. Biz her şeyden önce müteahhit ülkesiyiz. Yakıp yıkmayı seviyoruz ve yenilemek maalesef bize göre değil.

Yavuz Selim Korkmaz: “Sipariş miktarı önemli değil az da olsa, çok da olsa en kısa sürede sofralara ulaşıyoruz. Bizim için önemli olan müşteri memnuniyeti.”


Yavuz Selim Korkmaz: “Sipariş miktarı önemli değil az da olsa, çok da olsa en kısa sürede sofralara ulaşıyoruz. Bizim için önemli olan müşteri memnuniyeti.”

&         Yavuz Selim Korkmaz: Doğma büyüme Edirne’li. Askerden döndükten sonra kısa bir süre inşaat işi ile uğraştı. Eşi ile birlikte kendi iş yerlerini açmaya karar verdiler. 2013 yılında ilk olarak poğaça, börek işi ile girdiler. İmalatını kendileri yapamadıkları için randıman alamadılar. Daha sonra da döner işine girdiler ve fastfood sektörüne de adım atmış oldular. Sonra da tamamen tavuk sektörüne adım attılar. Edirne’nin tarihi Kaleiçi semtinde, Balıkpazarı Caddesinin bitiminde, Su Terazisi Taksi durağının yanında “4 Yol Izgara Tavuk Döner Salonu” isimli iş yerinde gerek ızgara, gerek çiğ olarak tavuk satışı yaptığı gibi ev ve iş yerlerine de ızgara sıcaklığında servis yapıyorlar. “Sipariş miktarı önemli değil az da olsa, çok da olsa en kısa sürede sofralara ulaşıyoruz. Bizim için önemli olan müşteri memnuniyeti.” diyor. Edirne'de Türk Milliyetçisi, yardımsever kişiliği tanınıyor.
&  Bize Edirne’yi sorunları ve çözüm önerileri ile değerlendirirmisiniz?
Yavuz Selim Korkmaz: Kaleiçi büyük bir sorun. Öncelikle oradan başlayalım. 20 yıl evvel Edirne’nin en güzel yeriydi Kaleiçi. Bugün çok düzensiz bir yerleşim söz konusu, insanlar ciddi manada sıkıntılar yaşamaya başladılar. Kaleiçi’nde yaşayan birtakım unsurlar, insanlarımızı rahatsız ediyor. Bu noktada esnaf ve halka da büyük görev düşüyor. Kaleiçi’nin ne kadar önemli ve kaliteli bir yerleşim semt olduğunu tekrar anlatmak zorundayız. Defalarca Dilaver Bey Mahallesi ve Mithat Paşa Mahallesi muhtarlıklarına dört yol mevkiine hız kesici koymaları için talepte bulundum. Burada defalarca kazalar meydana geldi. Dört yol mevkiine hız kesici koyulmasını istediğimizde bile bu konuda olumlu bir geri dönüş alamadık maalesef. Bir duyarsızlık söz konusu. İnsanlar bu yollarda çocuklarını riske atmamak için başka mahallelerdeki okullara gönderir oldular ve Kaleiçi’nden taşındılar. Yerli unsurun Kaleiçi’ni bu gibi sebeplerden terk etmesi Kaleiçi’nin ruhunu kaybetmesine ve burada başka unsurların çoğalmasına neden oldu. Böylelikle Kaleiçi’nin ruhunu koruyamaz duruma geldik. Burada 30’a yakın yenilenmeyi bekleyen konak var. İçleri maalesef kedi, köpek ve balici dolu. Edirne şehir düzenlemesine Kaleiçi başlamak zorunda. Edirne’ye yatırım yapılırken Kaleiçi ve çevresi de unutulmamalı. Burada insanların sosyal hayatını güzelce idame ettireceği tesisler, çay bahçeleri, eğlence yerleri yapılabilir. Akşam 8-9 olduğu zaman burada hayat bitiyor. Çarşıya bu kadar yakın bir mahallede sokakta insan göremezsiniz. Bu büyük bir kayıptır. Burada biz uyuşturucu ile de mücadele ediyoruz. Dükkânımızın etrafında uyuşturucu satanlar ile mücadele verdik. Soruyorum: İnsanlar bu mahallede neden otursunlar? Emniyet teşkilatını bu hususta göreve davet ediyorum.

29 Haziran 2018 Cuma

Hakan Cırıt: “Edirne’nin içini eğitim ile doldurmak zorundayız. Biz Edirne Turizmine katkıda bulunmak için Tarih, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi gibi dersleri tarihi camilerimizde yapıyoruz. Bu sayede öğrencilerimize tarih bilgisini de yerinde vermiş oluyoruz. Diğer taraftan “Biz Anadoluyuz Projesi” kapsamında değişik il ve ülkelerden öğrencileri Edirne’de misafir ediyor ilimize gönüllü turizm elçisi kazandırıyor, biz de öğrencilerimizi değişik illere gönderiyor tarih ve kültür gelişimlerini sağlıyoruz.”


Hakan Cırıt: “Edirne’nin içini eğitim ile doldurmak zorundayız.  Biz Edirne Turizmine katkıda bulunmak için Tarih, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi gibi dersleri tarihi camilerimizde yapıyoruz. Bu sayede öğrencilerimize tarih bilgisini de yerinde vermiş oluyoruz. Diğer taraftan “Biz Anadoluyuz Projesi” kapsamında değişik il ve ülkelerden öğrencileri Edirne’de misafir ediyor ilimize gönüllü turizm elçisi kazandırıyor, biz de öğrencilerimizi değişik illere gönderiyor tarih ve kültür gelişimlerini sağlıyoruz.”
&      Hakan Cırıt, 1971 Elazığ doğumlu. İlk, orta ve lise tahsilini Elazığ’da tamamladıktan sonra Eskişehir Anadolu Üniversitesine başladı ve öğrenimimi burada tamamladı. Eskişehir’de hem öğretmenlik, hem okul müdür yardımcılığı yaptı. 2008 yılında şube müdürü oldu ve 6 yıl bu göreve devam etti. 2014 yılında Iğdır Milli Eğitim Müdürü olarak göreve başladı. 3 yıl bu görevi sürdürdükten sonra 2017 Haziran’da Edirne’ye Milli Eğitim Müdürü olarak atandı.

Edirne İl Milli Eğitim Müdürü Hakan Cırıt


&    
Bize Türk Milliyetçiliğini Tanımlar mısınız?
Hakan Cırıt: Türk Milliyetçiliği vatanını, milletini seven insanların bir düşüncesidir. Bu insanlar hiç kimseyi ayırmadan, herkese eşit şartlar ve koşullarda yaklaşarak, vatanlarını ve milletlerini çok severler. Zaten Türk dendiği zaman Avrupa’da da yalnızca Türkiye Cumhuriyeti akla gelmez. Türk dendiğinde İslam Coğrafyası ve Türk Dünyası akıllarına gelir.
&  Bir Türk Milliyetçisinin Bakış Açısı ile Edirne’yi Değerlendirmenizi İstesek Ne Söylersiniz? Eksikler Neler Ve Edirne İçin Ne Yapmak Gerekiyor?
Hakan Cırıt: Edirne’nin içini eğitim ile doldurmak zorundayız. Edirne tarihi eserler bakımından dünya ikincisi. Edirne’de Balkanların mabedi Selimiye var. Balkanlardan Selimiye’nin kubbesini görebilen adama hacı derler. Edirne sadece bir turizm kenti olarak değerlendirilmemeli, burası bir tarih ve kültür kenti. Edirne’nin ismini tarih kitaplarından silmeye kalksanız, kitapların çapında ciddi bir düşüş yaşanır. Koca Osmanlı’nın mirasını sırtında taşıyan bir şehir burası. Edirne Balkanlara, Avrupa’ya ve dünyaya açılan kapı. Edirne’nin yetiştirdiği öğrencilerin Edirne’nin vizyon ve misyonundan haberdar olması gerekiyor. İl Kültür Turizm Müdürümüz Ahmet Hacıoğlu’na bu noktada teşekkür etmek durumundayım. Kendisi ile beraber önemli projeler yürütüyoruz. Öncelikle buradaki öğrencilerimize bu şehri doğru biçimde tanıtmaya çalışıyoruz. Tabiki restore edilecek çok fazla tarihi eserimiz, tarihi ev ve konağımız var. Bunları da zamanla halledeceğiz inşallah.
&  Bir Eğitimci Olarak, Edirne’deki Öğrenciler İçin Ne Gibi Çalışmalar Yapıyorsunuz?
Hakan Cırıt: Bu yıl “Biz Anadoluyuz Projesi” kapsamında Erzincan’dan 181 öğrenciyi Edirne’de. Burada dört gün kaldılar. Öğrencilerimiz burada tüm tarihi ve turistik yerleri gezdiler. Bizim 112 öğrencimiz de aynı proje kapsamında Kars’a gönderildi ve bu güzel ilimizi gezdiler. Bizler tabi ki eğitimci olduğumuz için konuya bu pencereden bakıyoruz. Öğrencilerimiz derslerini tarihi eserlerin içerisinde işleyebilir. Burada inanılmaz bir Tıp Fakültesi yani Beyazıt Külliyesi var. Hem burası dersler için aktif olarak kullanılmaya başlandı hem de Selimiye’nin avlusu. Burada öğrencilerimiz çeşitli derslerini işlemeye başladılar. Selimiye’nin gölgesinde öğretmenlerimiz, öğrencilerine tarih dersi anlatıyorlar. Bu çok önemli bir olay. Keza Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersleri Edirne içindeki çeşitli medreselerde yapılıyor. Bu çok önemli bir olay ve bunun artarak devam etmesini istiyoruz. Ramazan’ın son günlerinde şehrimize 310 bin kişi geldi. Ekseriyetle Balkanlardan geldiler. Bu artarak devam etmeli ve şehrimizi ziyarete gelen din kardeşlerimizi her daim iyi ağırlamak zorundayız. Yakın zamanda da Tiran’dan, Rusçuk’tan, Razgrad’dan öğrenci arkadaşlarımız gelecek, onları Edirne’de ağırlayacağız. Burada yaz kamplarında hem eğitim alacaklar, hem de şehrimizi tanıyacaklar. Biz burada Edirne’nin çocukları kadar, Bulgaristan’daki, Yunanistan’daki, tüm Balkanlardaki soydaşlarımıza, öğrenci kardeşlerimize de eğitim veriyoruz. Hiç kimse merak etmesin gerek tarihi eserlerimizin yenilenmesi ve bakımı için gerekse de Edirne’nin vizyonunu, misyonunu, tarihini başta çocuklarımıza sonra tüm Balkanlara anlatmak için elimizden geleni yapacağız, şehrimize sahip çıkacağız.

24 Haziran 2018 Pazar

Edirne’de CHP 2, Ak Parti 1, İYİ Parti 1 Milletvekili seçtirdi


Edirne’de CHP 2, Ak Parti 1, İYİ Parti 1 Milletvekili seçtirdi

Kesin olmayan sonuçlara göre Edirne’de oyların partilere göre dağılımı CHP %46 oy alarak 2 Milletvekili seçildi, Okan Gaytancıoğlu ve Erdin Bilican, Ak Parti 28.1 oy alarak 1 Milletvekili Fatma Aksal ve İYİ Parti %15.9 oy alarak 1 Milletvekili Orhan Çakırlar seçtirdi. MHP 4.9, HDP 3.3, SP %1, VP %0,3, HÜDA-PAR % 0,2, diğer 0,3 oy aldılar.
Türkiye genelinde MHP oy oranını korudu. Ak partide yüzde 6 düşüş var. Bence fetocular HDP ye ve daha iyi partilere gittiler. Reis Devlet Bahçeli ve MHP kurmayları bunu çok iyi araştırmış ve çıkış yolu düşünmüş ki ittifak çözümünü üretmiş.
Herkesten reis olmuyor demek ki..!!
Akıl başka zeka başka.. Zeka herkeste yok işte.


                                                                        Cengiz Gültekin

22 Haziran 2018 Cuma

Türkiye’nin istiklali ve istikbali için Milletvekilliğinde MHP’ye Cumhurbaşkanlığında Tayyip Erdoğan’a “EVET”diyerek oyumu kullanacağım. Neden mi?

Türkiye’nin istiklali ve istikbali için Milletvekilliğinde MHP’ye Cumhurbaşkanlığında Tayyip Erdoğan’a “EVET”diyerek oyumu kullanacağım. Neden mi?


Ben Türk Milliyetçisiyim. Türk Milliyetçiliği kesinlikle bir partini veya kurumun tekelinde tutulacak kadar küçük kavram değildir. Türk Milliyetçileri vatan, millet ve bayrak için canını vermeye hazır insanlardır. Bir Türkün üzüntüsü ile üzülüyorsak, sevinci ile seviniyorsak, havada uçan kendi uçağımızla, tarlada kendi ürettiğimiz traktörümüzle, terör mücadelesi veya tatbikatlarda kullandığımız kendi ürettiğimiz silahımızla, milyonlarca işçinin çalıştığı teknolojisini yaptığımız kendi fabrikalarımızla gurur duyabiliyorsak, tarihimize ve tarihi eserlerimize sahip çıkıyorsak ve bunları yapmak için var gücümüzle çalışıyorsak, bunların yapılması için vergimizi ödüyorsak biz Türk Milliyetçisiyiz demektir. Bu Türk Milleti sevgisidir, Türk Milliyetçiliği. Rengini şehit kanından alan al yıldızlı bayrağımızı başımızın üzerinde taşımak bizim gözümüzde Türk Milliyetçiliğidir. Türk Milliyetçiliği bizim gözümüzde Atatürk’ün çizdiği yoldur. Bu kavramları çizgisini değiştirmeden savunmaya çalışan tek parti MHP.

Bu yazıyı hazırlarken özellikle şunu belirtmek istiyorum. HDP’nin ve mensuplarının haricinde ki kişilerle hiçbir alıp veremediğim yok. Özellikle Edirne’de ki yerel siyasetçilerin hepsine saygı ve sempatim var. Zaten birçoğu yakın arkadaşım. Dikkatinizi çekmek istiyorum, yakinen tanıdığım kişiler ibaresini kullanmadım. Arkadaşım dedim. Bu benim nazarımda özel bir kavramdır.

Ak Parti Genel Başkanı geçmişte MHP Genel Başkanı için yok öyle demiş, yok böyle demiş, hakaret etmiş felan feşman. Bana ne, bu onların kişisel sorunu. Bu gün geçmişi yargılayıp asalım, keselim, öldürelim, linç edelim mi? Yoo, onları hiç birini yapmak çözüm değil. Çözüm, Türk Milliyetçiği fikirlerimiz doğrultusunda icraat yapmasını sağlamak, kişi veya kurumların icraatları ile kendi fikir çizgimizde hareket etmesini sağlamak değimlidir? Öyle oldu mu? Oldu o zaman neyi tartışıyoruz. Kaldırılan T. C. ler tekrar kondu mu? Kondu. Yaptırımlar Türk Milliyetçisi mantalitesi çerçevesinde uygulamaya konuyor mu? Konuyor. Bundan sonra yapılacak icraatlar da Türk Milliyetçisi mantalitesi ile uygulamaya konulacak mı? Konulacak. Bunu yapan kim olmuş, Ahmet, Mehmet, Tayyip, Bahçeli, Zeki …. Hiç önemli değil. Benim açımdan nemli olan, siyasi fikirlerim ve ideolojim doğrultusunda yapılmasıdır.
Yapılanlarda eksikleri var mı? Olmaz olur mu çok var. Edirne’de ki birçok bürokrat sırtını Ak Partili Bakanlara dayamış diktatör edası ile hareket ediyor. Edirnenin bir tarih cenneti, açık hava müzesi olması kimsenin umurunda değil. Çiftçi ektiği mahsulü satınca yaptığı masrafını dahi alamıyor. Emeğini hesaplayıp girdi ye eklemeyi hayal dahi edemiyor. Girdi fiyatları ürün fiyatlarının kat kat üstünde. Bunlar devletin milli politikasını tam oluşturup uygulamaya koyamamasından kaynaklanıyor. Ama bunların yapılması için iktidarın karşında durarak değil içinde yer alarak uygulamaya konulmasının sağlanabileceğini sanıyorum. Tabi her zaman olduğu gibi en büyük görev yine muhalefete düşüyor. İnşallah önümüzde ki dönemde adam gibi muhalefet yaparlar.

Edirne seçmeni hangi partiye oy verirse versin temelde Türk Milliyetçisidir.

UNUTMAYIN HDP ye verilen destek ve oy, Türk Askerine sıkılan kurşundur.

HDP’nin Edirne’ye verdiği değer ve bakış açısı tayin ettiği milletvekili adayından belli; bir eşcinsel GEY sapkın Milletvekili adayı Hasan Atik… Edirne gibi Türk Milliyetçisi bir kentte nasıl böyle ellerini kollarını sallayarak pervasızca gezebiliyorlar diye merak ediyordum ama ben bu yazıyı kaleme alırken bir kısmının tutuklanarak gözaltına alındığını öğrendim. Demek ki Edirne sahipsiz değilmiş.

Lakin Şahsının Türk Milliyetçisi olduğuna inanıyorsan, aldığın şanlı davanın bayrağını, senden sonra gelene layıkıyla devretmektir Türk Milliyetçiliği.

Kısacası Türk Milliyetçiliği, “Ben Türk Milliyetçisiyim” demekle olmuyor!..

Hele hele siyasi çıkarını düşünen siyaset orospularının peşine takılmakla hiç olmuyor!..

Sözde “Türk Milliyetçisiyim” diyenleri; Yahudi dükkanında asılı besmele tabelasına benzeyen; siyasetin orospularına kananları bilemem…

Ama şundan eminim ki; davasına sahip çıkan, milletinin geleceği ve vatanın bekasını her şeyden üstün tutan Türk Milliyetçileri, (Sayın Devlet Bahçeli Beyi ister sevsin, ister sevmesinler) 24 Haziran seçimlerinde oylarını MHP’ye verecektir.

Çünkü bu zarurettir…

-Peki, “Neden” derseniz?

-‘Kime oy vereceksiniz?’ derim…

HDP=PKK’ya mı?

-Kime oy vereceksiniz?

Bu arada unutmayalım ki; Fetö’cüler, HDP=PKK’nın Meclis’e girmesi için dışarıdaki ve cezaevindeki Fetö’cülere “HDP’nin yüzde 10’luk seçim barajını aşıp, meclise girmesi için desteklenmesi” talimatını veriyor…

Gerçeklerden örnekler vereyim:

Fetö’cülerin,“HDP’nin yüzde 10’luk seçim barajını aşıp, meclise girmesi için desteklenmesi” talimatı sonrası, Avrupa’da oyunu HDP=PKK’ya verdiği paylaşımlarından net bir şekilde görülüyor…

Hem CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce’nin, hem İyi Parti’nin Cumhurbaşkanı adayı Meral Akşener’in, hem de Saadet Partisi’nin Cumhurbaşkanı adayı Temel Karamollaoğlu’nun, PKK’lı Selahattin Demirtaş’ı cezaevinden çıkarmak için verdikleri mücadeleye hepimiz şahit olduk!..

..ve utanmadan buna “demokrasinin gereği” dediler…

PKK’nın şehit ettiği 40 bini aşkın şehidimizin bir daha geri gelmeyeceğini, bunların geride kalan ana, baba, eş ve çocuklarının hakkını aramayı akılarından geçirmeyenler utanmadan, “Bugün tutuklu olan Cumhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş, yarın berat edip çıkarsa ne olacak? Onun demokratik hakkı nasıl iade edilecek” diyerek hak aramaya başladılar!..

..ve bunlar bu kadar ince düşünceli (!) ki; HDP=PKK’ya, ‘Selahattin Demirtaş’tan başka gösterecek Cumhurbaşkanı aday bulamadınız mı?’ diyemediler!..

Diyemezler…

Çünkü bunu derlerse, HDP=PKK’yı gücendirirler…

..ve HDP=PKK’lılar bunlara oy vermez…

-Gerçekleri yazıyorum; düşünün!

Siz kime oy vereceksiniz?

Türkiye’de demokratik hakkını kullanmak isteyen, vatanı bölmek için dağa çıkmış veledi zinalara destek vermez!.. “Sırtımızı PKK’ya yasladık” demez!..

15 Temmuz darbe girişiminden itibaren Yenikapı diye başlayan bir ruhla hareketle, uygulamaya önderlik yapan AK Parti ile beraber sonuç almak, Türkiye’nin hayrına olacağı inancındayız. Yenikapı’da başlatılan bu ruha MHP sadıktır. Bu yeni ruhu, Yenikapı meselesini de iyi anlamak lazım. MHP, 15 Temmuz 2016’daki FETÖ darbe girişiminin önünde bir kale oldu.
• 20 Ocak 2017’de TBMM’de 339 oyla kabul edilen ve Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini içeren 18 maddelik anayasa değişikliğinin mimarlarından biri yine MHP’dir. 
• Yine MHP, bu değişikliğin oylandığı 16 Nisan 2017 referandumunda, ‘Evet’ sonucu çıkmasının en önemli pay sahiplerinden biridir.
1. Cumhuriyetin kuruluş dönemi, 2. 1946 çok partili hayata geçiş, şimdi de Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi olarak, cumhuriyet tarihinin 3. evresi oluşmuştur.
Bugün HDP’nin bakışını hatırlayın, “tek adam yönetimi, Saray idaresi, diktatörlük geliyor” saldırısına bakalım, bir de MHP’nin “Cumhuriyet tarihinin 3. Evresi” değerlendirmesine bakalım.
• HDP, Yenikapı ruhunu da rencide ederek, hatta yok sayarak, FETÖ elebaşı Fetullah Gülen’in ağzıyla 15 Temmuz’a, “kontrollü darbe” diyor.
• Türkiye tüm güzellik ve görkemiyle yeni bir sefere, Yenikapı’dan başlamaktadır.
• 15 Mayıs 1919’da İzmir, 16 Mart 1920’de İstanbul işgale uğramıştı.
• Biliniz ki, 15 Temmuz yeni bir istila denemesi, yeni bir kıyım ve yıkım hamlesiydi. Mondros’ta çerçevesi çizilip Sevr’de dayatılan imha planları 15 Temmuz’da yeniden gün yüzüne çıkarıldı.
• Zalimler, hainler, emperyalizmin maşaları bu defa Türk askeri kılığına girdiler. Milletin silahını yine millete çevirdiler.
Âlim ve hoca görünümlü bir terörist, sığındığı Pensilvanya’dan estirdiği beddua seanslarıyla, nefret söylemleriyle, öfke nöbetleriyle çetesine, cinayet örgütüne Türkiye’ye vurun emri verildi.
•  Haçlı emellerinin taşıyıcılığını yapan FETÖ, Türkiye’nin kalbine nişan aldı. Tarihi Şark Planı’nın hissedarları, FETÖ’yü Türk milletine saldırttı.
• 15 Temmuz’da TBMM’yi, emniyet ve istihbarat kuruluşlarını bombalayıp, sivil ve masum vatandaşlarımızı katledenlerle; 101 yıl önce Çanakkale kıyılarına gelip üzerimize ateş saçanlar aynı karanlık yolun yolcusudur.
• Ama unuttukları, ihmal ettikleri Türk milletinin asaleti ve gücüdür.
• Türk milleti küresel mahfillerde yazılan senaryoların farkındadır.
• Kökünüz, kökeniniz, mezhebiniz ne olursa olsun, ‘vatanım, bayrağım, milletim, demokrasim, şehitlerim, kardeşliğim ve mukaddesatım’ demek için Yenikapı’yı doldurdunuz.
• Bu ruh devam ettiği müddetçe hiçbir hain bize yanaşamayacaktır.

• MHP’nin Erdoğan’ı desteklemesinin sebebini merak edenler, Yenikapı Ruhu’nu iyi anlamalıdır…

                                            Cengiz Gültekin

19 Haziran 2018 Salı

Recep Zıpkınkurt '' Ekonomisi tarım ve turizme dayalı olan İlimizin turizm ve ticaret hacmini geliştirebilmek için tüm kurumların el ele vererek ortak çalışması gerektiği inancındayım. Bu doğrultuda İlimiz ekonomisini geliştirmek adına çalışmalarımızı sürdüreceğiz''


Recep Zıpkınkurt '' Ekonomisi tarım ve turizme dayalı olan İlimizin turizm ve ticaret hacmini geliştirebilmek için tüm kurumların el ele vererek ortak çalışması gerektiği inancındayım. Bu doğrultuda İlimiz ekonomisini geliştirmek adına çalışmalarımızı sürdüreceğiz''

Edirne Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Recep Zıpkınkurt, Meclis Başkanı M. Emre Alp, Yönetim Kurulu Sayman Üyesi Recai Kocatürk ve Yönetim Kurulu Üyelerinden Hakan Sedefçi, Kutel Nalçakan, Ahmet Özalp, Selahattin Kaya ve Fikret Çetinkaya'dan oluşan heyet Edirne Esnaf ve Sanatkarları Odaları Birliği'ni ziyaret etti.
Ziyarette ETSO heyetini Edirne Esnaf ve Sanatkârları Odaları Birliği Başkanı Kemal Cingöz, Birlik Başkan Vekili Hakan Fındıklı, Yönetim Kurulu Üyelerinden Selçuk Gül ile Yıldırım Sain ve Edirne İnşaat Sanatkârları Odası Başkanı Tezcan Liznak karşıladı.
Yönetim Kurulu Başkanı Recep Zıpkınkurt '' Ekonomisi tarım ve turizme dayalı olan İlimizin turizm ve ticaret hacmini geliştirebilmek için tüm kurumların el ele vererek ortak çalışması gerektiği inancındayım. Bu doğrultuda İlimiz ekonomisini geliştirmek adına çalışmalarımızı sürdüreceğiz'' dedi. 
Ziyaretten duyduğu memnuniyeti dile getiren Edirne Esnaf ve Sanatkarları Odaları Birliği Başkanı Kemal Cingöz ise ''İş dünyasının içinden gelen temsilciler olarak hem ilimizin hem de ilimiz iş camiasının sorunlarının bilincindeyiz. Bu sebeple çözüme en yakın nasıl ulaşabileceğimizin farkında olup çalışmalarımızı bu doğrultuda yürütmekteyiz. Dolayısıyla Edirne Ticaret ve Sanayi Odası'yla mevcut olan işbirliğini geliştirerek çalışmak bizleri son derece memnun edecektir.'' ifadelerini kullandı.
Ziyarette Kırkpınar öncesinde açılan turizm sezonu hakkında görüş alışverişlerinde bulunuldu.

17 Haziran 2018 Pazar

Gurbetçilere Bulgaristan'da büyük tuzak


Gurbetçilere Bulgaristan'da büyük tuzak

·         Avrupa'dan Türkiye'ye karayoluyla gelen Türk vatandaşları Bulgaristan üzerinden gelmeleri durumdan çok dikkatli olmaları gerekiyor.


Çünkü üzerlerinde 9 Bin Euro'dan fazla para bulunduğunda kara para aklamak ve para kaçakçılığından, üzerlerindeki paraya el konulduğu bildirildi.
Yanlarında beyan fazlası döviz bulunan gurbetçiler Mahkemeye sevk edildiği ve hatta tutuklananların bile olduğu gelen bilgiler arasında.
Kişi başına 9 Bin Euro'dan fazla parayı kesinlikle üzerlerinde veya çantalarında bulundurmaması gerekiyor.
Öte yandan mfa.gov.tr'den alınan bilgiye göre
-Bulgar gümrük görevlileri Bulgaristan’a giriş ve çıkış yapan araçları arama hakkına sahiptir.
 -Bulgaristan’a giriş ve çıkış yapan yabancı ülke vatandaşlarının üzerlerinde 10.000 Avro veya karşılığı diğer yabancı paradan daha az miktarda nakit para bulundurmaları halinde yazılı beyanda bulunmalarına gerek yoktur.
-Beyana tabi olmayan (10.000 Avro’dan az) miktarda parası olan vatandaşlarımız doğrudan “Yeşil Geçiş Yolu”na geçebilir.
-Vatandaşlarımızın beraberindeki para miktarı 10.000 Avro (veya karşılığı diğer yabancı para) ve üzerinde ise mutlaka yazılı beyan yapılması gerekmektedir. Beyanda bulunulmaması halinde, AB mevzuatı uyarınca paranın tamamına Bulgaristan Gümrük yetkilileri tarafından el konulmakta (bu paranın herhangi bir şekilde geri alınması mümkün değildir),
Bulgaristan Ceza Kanunu’nun 251. Maddesi uyarınca ise beyan edilmeyen nakit paranın miktarına bağlı olarak beyanda bulunmayan kişiler hakkında para ve hapis cezası dahil olmak üzere cezai işlem uygulanmaktadır.
-Vatandaşlarımızın üzerinde 10.000 Avro’dan fazla nakit para bulunması halinde, beyan edilecek paranın kaynağı ve kullanım amacı, paranın taşınacağı güzergah, paranın taşındığı ulaşım aracı belirtilerek gümrük beyannamesi doldurulmalı ve “Kırmızı Geçiş Yoluna” girilmelidir.
-Bulgaristan’dan çıkış yapan yabancı uyruklu kişiler, daha önce Bulgaristan’a girişte beraberlerinde getirdikleri ve gümrüklerde yazılı olarak beyan ettikleri miktardaki yabancı paraları, yine gümrüklerde yazılı olarak beyan etmek suretiyle beraberlerinde Bulgaristan’dan çıkarmak zorundadır.
-Sınır geçiş kapılarındaki gümrükte doldurulan "Gümrük Döviz Beyannamesi" formları İngilizce, Fransızca, Almanca, Türkçe ve Rusça olmak üzere 5 dildedir
-16 yaşından küçüklerin gümrük beyannameleri, ihtiyaç halinde, birlikte seyahat eden reşit kişiler tarafından doldurulabilir.

13 Haziran 2018 Çarşamba

12 Haziran 2018 Sayı 324

12 Haziran 2018 Sayı 324
12 Haziran 2018 Sayı 324 Sayfa 1
12 Haziran 2018 Sayı 324 Sayfa 2


12 Haziran 2018 Sayı 324 Sayfa 3

12 Haziran 2018 Sayı 324 Sayfa 4

12 Haziran 2018 Sayı 324 Sayfa 5

12 Haziran 2018 Sayı 324 Sayfa 6

12 Haziran 2018 Sayı 324 Sayfa 7

12 Haziran 2018 Sayı 324 Sayfa 8

12 Haziran 2018 Sayı 324 Sayfa 9

12 Haziran 2018 Sayı 324 Sayfa 10

4 Haziran 2018 Pazartesi

Ahmet Hacıoğlu: “ Edirne’de ki turizm sorunlarının geneli yerel yönetimden kaynaklanıyor”


Ahmet Hacıoğlu: “ Edirne’de ki turizm sorunlarının geneli yerel yönetimden kaynaklanıyor”

Ahmet Hacıoğlu, 1966 yılında Kırklareli’de doğumlu, 1987’den 2014 yılına kadar eğitiminin bilfiil içinde yer aldı, en son İstanbul Gaziosmanpaşa ve Beylikdüzü ilçelerinde milli eğitim müdürlüğü yaptıktan sonra Edirne İl Kültür Turizm Müdürlüğüne müdür olarak atandı.

Edirne Turizminin Başındaki Kişi Olarak Edirne Turizmini Nasıl Değerlendiriyorsunuz? Gördüğünüz Sıkıntılar Nelerdir?
Ahmet Hacıoğlu: Selimiye Camiinde “Edirne Tanıtım Merkezimiz” var. Eski Caminin karşındaki Belediye dükkanlarında “Turizm Enformasyon Büromuz” var. Yine Eski Cami yanındaki son olarak da sebilde bilgilendirme büromuz var. Bu bürolarda ve tanıtım merkezinde Edirne’ye gelen turistlere uyguladığımız memnuniyet anketleri var. Edirne’yi nasıl bulduklarına dair anketler bunlar. Yani aslında bizim nasıl değerlendirdiğimiz değil, buraya gelen turistlerin yaptığı değerlendirme daha önemli ve kıymetli. Bu memnuniyet anketlerinde ortaya çıkan üç büyük sorun var. Yol, otopark ve tuvalet sorunları. En önemli üç temel sorun olarak bunları gösterebiliriz. Selimiye Camii’nin alt kısmında kazısı tamamlanmadan yarım kalan Yemişçi Kapanı Han’ı da bir sorun. Bir diğer sorun ise yeme içme sektöründeki hijyen ve tarife sorunları. Tarifeler devamlı surette değişiklik gösteriyor. Turistler bundan fazlasıyla şikâyetçi. Tarife değişikliklerinden oteller de nasibini alıyor. Yani otellerin fiyatlarının değişkenlik göstermesi, Edirne’ye gelen turistleri buradan memnuniyetsiz bir biçimde uğurlamamıza neden oluyor. Umarım ve dilerim ki herkes üzerine düşen sorumluluğu yerine getir. Yerel yönetimler bu işe el atmalı. Tarifeleri kontrol etmek belediye ve zabıtanın görevi; keza tuvalet ve yol yapmakta… Bu noktada işler bizden çıkıyor. WhatsApp şikâyet hattımıza gelen şikâyetlerin hemen hepsi de bahsettiğim konularla alakalı.
Edirne İl Kültür Turizm Müdürlüğü’nün Yaptığı Çalışmalar Hakkında Bilgi Verir Misiniz?
Ahmet Hacıoğlu: Hıdırlık tabyasının restorasyonu bitmiş durumda. Şimdi teşhir ve tanzim projeleri yapılıyor. Yaklaşık olarak 2 yıl sonra biteceğini öngörüyoruz. Orası “Edirne Balkan Tarihi Müzesi” olarak hizmet verecek. Şükrü Paşa Anıtının Projeleri maalesef yine kuruldan geçmedi. Dört yıldır bu proje kuruldan geçmediği için biz de bir karar aldık ve proje müellifinin görevine son verdik. Şimdi Bakanlık ihale edecek. Keza “Makedonya Saat Kulesi Ören Yeri Projesi” tamamlandı. 2018 yılında ihaleye çıkacak. “Sarayiçi Ören Yeri Projesi” ise devam etmekte, onun da 2019’da tamamlanmasını öngörüyoruz. Tarihi “Türk Ocağı” binası ise tamamlandı. Çok kısa bir zamanda açılışı gerçekleştirilecek.
Meriç ve Tunca Nehir Boylarının Islah Edilmesi Konusunda Neler Yapılabilir? O Bölge Kimin Yetki Alanında?
Ahmet Hacıoğlu: Öncelikle şunu ifade edeyim, bahsettiğiniz bölgenin durumu turizm açısından tam bir rezalet. Edirne’ye turizm açısından ciddi bir imaj kaybı yaratıyor, nehirlerin durumu. Edirne bu durumu hak etmiyor kanaatindeyim. O bölge devlet su işlerinin yetki alanında. Bizim yetki alanımızda olsa, nehir boylarının o durumda olmasına katiyen müsaade etmeyiz. Avrupa’da, Bulgaristan’da bunun çok güzel örnekleri var. İstenirse yapılır. Tek bir şey söyleyebilirim bu hususta: Beton yapmasınlar da ne yaparlarsa yapsınlar!
Kaleiçin’deki Tarihi Evlerin Restorasyonu ve Turizme Açılması Konusunda Ne Gibi Çalışmalar Yapıyorsunuz? Buradaki Tarihi Konakları Değerlendirmek İsteyen Müteşebbislere Nasıl Yardımcı Olacaksınız?
Ahmet Hacıoğlu: Bu konuda Edirne Valisi Sayın Günay Özdemir Bey’in kesin talimatı var. Özel sektör, her kim olursa olsun, Koruma Kurulu ile alakalı işlerde yardım edilecek, işlemler hızlandırılacak. Sayın Valimizin tek isteği proje işlerinin Valilik üzerinden, devlet üzerinden yapılması.  Bana göre Kaleiçi’nin ve dolayısıyla tüm sivil mimari eserlerinin kurtarılmasında öncelikle Belediyenin sorumluluk alması gerekiyor. Yalnızca bizim yardımcı olmamızla olacak bir iş değil. Kaleiçi turizm alanı ilan edilse, orada çivi çakılamaz. Yeni yapılan binalar yıkılır ve yalnızca eski, tarihi ev ve konaklar kalır. Orasını ikamete kapalı hale getirirsiniz, böylelikle tam bir turizm alanı oluşturulur. Kaleiçi semtini TOKİ'nin restore etmesi için girişimlerimiz oldu ama kabul ettiremedik.
Kapıkule’den Her yıl 4 Milyona Yakın Turist Geçiyor. Bunları Edirne’ye Çekmek İçin Neler Yapılabilir?
Ahmet Hacıoğlu: Bunun için tabelalar yaptırıyoruz şu anda; “Cihan İmparatoru Fatih Sultan Mehmet‘in Doğduğu şehre hoş geldiniz” tabelaları şehrinizin 4 ayrı girişine asıldı. Sırada, Badem Ezmesini Yediniz mi? Selimiye’yi Gördünüz mü? gibi sloganlar içeren tabelalar yaptırıyoruz. Edirne’den geçen turistlere bir albeni sağlamak zorundasınız. Bu da giriş kapısı yapmaktan geçiyor. Bunu da yapacak olan biz değiliz, Belediye bu işe el atmak zorunda. Edirne’nin bir old city (eski şehri) var. Kaleiçi’ni nasıl değerlendiremeyiz? Gerçekten yazık oluyor Edirne’ye.

2 Haziran 2018 Cumartesi

1 Haziran 2018 Sayı 323

1 Haziran 2018 Sayı 323











Güray Gül ustadan 2. el araç alana tavsiyeler

Güray Gül ustadan 2. el araç alana tavsiyeler

Edirne Sanayi Sitesinde oto bakım onarım servisi ustalığı yapan Güray Gül İkinci el araç alırken dikkat edilmesi gereken birçok unsur olduğunu belirtti. “Aksi takdirde, sorunlarla karşılaşabilir, aracı gerçek piyasa değerinin çok daha üstüne satın alabilir veya aldığınız araçtan memnun kalmayabilir ve zarar edebilirsiniz.” dedi. Güray Gül 2. El araç araç satın alırken zor durumda kalınmaması ve iyi bir tercih yapabilmeniz için önerilerde bulundu.
İşte dikkat etmeniz gereken o adımlar:
Adım 1: Ekstra harcamalar olacağını göz önünde bulundurun. Ona göre bütçe hesabınızı yapın.
Bütçenizi hesaplarken satın alma işlemleri sırasında, devir işlemleri, vergiler, sigortalar ve fiyata dahil olmayan daha birçok masraf çıkacağını unutmayın. Bu masraflar seçtiğiniz aracın modeli, markası ve yaşına göre değişkenlik gösterecektir.
Adım 2: Doğru aracı seçtiğinizden emin olun.
Bütçenizi belirledikten sonra sizin için en uygun aracı seçtiğinizden emin olun. Aracı neden istediğinizi, sizin için ne gibi artıları olduğunu kendi kendinize sorun.
Örneğin; Ailecek pikniğe mi gideceksiniz? Tatile mi çıkacaksınız yoksa işe mi gideceksiniz? Güvenli bir araba mı istiyorsunuz yoksa az yakıt tüketen bir araç mı? Otomatik mi olmalı arabanız yoksa düz vites mi?
Aracın estetik özelliklerine, donanımına ve kullanışlılığına göre karşılaştırmalar yapın.
Adım 3: Aracın piyasa değerini öğrenin.
Satıcı ile irtibata geçmeden önce, seçtiğiniz aracın piyasa değerlerini öğrenin. Araştırdığınız diğer araçların, aynı model ve aynı yaşta olmasına dikkat edin. Daha sonra satıcı ile görüşmenizde, fiyat endeksini daha iyi yapabileceksiniz.
Adım 4: Satıcı ile iletişime geçin.
İlk telefon görüşmenizde şu temel soruları sorun:
Aracı neden satmak istiyorlar?
Ne zamandan beri aracı kullanıyorlar?
Önemli bir kaza var mı? Hiç hasarı oldu mu?
Araç genel olarak ne durumda?
Motor durumu nasıl?
Son bakımı ne zaman yapıldı ve hangi parçalar bakıma alındı?
Adım 5: Aracı mutlaka gözünüzle görün. Herhangi bir gözle görülür hasar var mı kontrol edin. Temel noktaları kontrol edin.
Aracı gün ışığında kontrol edin. Kaportayı, kapıları ve bagaj kapağını açın. Karoser çizikleri, delikler ve paslanma var mı kontrol edin. Aracın etrafında bir iki tur atın ve tüm parçalarının aynı renk olup olmadığına bakın. Radyatörü kontrol edin. Motora göz atarak yağ çubuğunu çekip ucundaki yağın rengini kontrol edin.
Adım 6: Şasi ve motor numarasını kontrol edin.
Numaraların aracın ruhsatında olan şasi numarası ve motor numarası uyuşup uyuşmadığını kontrol edin. Bu numaralar sayesinde araç hakkında daha detaylı bilgilere ulaşabilirsiniz.
Adım 7: Test sürüşüne çıkın.
Araç hakkında bilgi edinmenin, aracı tanımanın en güzel yöntemlerinden biridir fakat sadece kısa bir süreliğine aracı kullanmakla yetinmeyin. Radyo ve koltukların hareketinden tutun ısıtma sisteminin sıcak ve soğuk ayarına kadar kontrol edin.
Adım 8: Mutlaka bir bilirkişiden yardım alın.
Makul bir ücret karşılığında, aracınızı iyi bir ustaya gösterin. Araç servis bakımlı ise ilgili markanın servisine uğrayarak servis kayıtlarını isteyin.
Adım 9: Sigorta şirketinizden yardım alın.
Varsa sigortacınıza, yoksa herhangi bir sigorta acentesine gidip plaka ve şasi numarasından kasko ve kaza sorgulaması yaptırın. Böylece aracın geçmişte kaza kaydı olup olmadığını öğrenebilirsiniz. Sürprizlere hazırlıklı olun.
Adım 10: Pazarlığınızı iyi yapın
Satıcı pazarlık payı olmadığını söylese bile siz mutlaka pazarlık yapın. Herhangi bir kusur fark ederseniz satıcıya bahsedin ve bunun için fiyat indirimi isteyin. Piyasa fiyatlarından bahsedebilirsiniz. Pazarlık planınızı görüşmeye gitmeden önce belirleyin.