Türkiye’nin istiklali ve istikbali için Milletvekilliğinde MHP’ye Cumhurbaşkanlığında Tayyip Erdoğan’a “EVET”diyerek oyumu kullanacağım. Neden mi?
Ben Türk
Milliyetçisiyim. Türk Milliyetçiliği kesinlikle bir partini veya kurumun
tekelinde tutulacak kadar küçük kavram değildir. Türk Milliyetçileri vatan,
millet ve bayrak için canını vermeye hazır insanlardır. Bir Türkün üzüntüsü ile
üzülüyorsak, sevinci ile seviniyorsak, havada uçan kendi uçağımızla, tarlada
kendi ürettiğimiz traktörümüzle, terör mücadelesi veya tatbikatlarda
kullandığımız kendi ürettiğimiz silahımızla, milyonlarca işçinin çalıştığı
teknolojisini yaptığımız kendi fabrikalarımızla gurur duyabiliyorsak,
tarihimize ve tarihi eserlerimize sahip çıkıyorsak ve bunları yapmak için var
gücümüzle çalışıyorsak, bunların yapılması için vergimizi ödüyorsak biz Türk
Milliyetçisiyiz demektir. Bu Türk Milleti sevgisidir, Türk Milliyetçiliği.
Rengini şehit kanından alan al yıldızlı bayrağımızı başımızın üzerinde taşımak
bizim gözümüzde Türk Milliyetçiliğidir. Türk Milliyetçiliği bizim gözümüzde
Atatürk’ün çizdiği yoldur. Bu kavramları çizgisini değiştirmeden savunmaya
çalışan tek parti MHP.
Bu yazıyı hazırlarken
özellikle şunu belirtmek istiyorum. HDP’nin ve mensuplarının haricinde ki
kişilerle hiçbir alıp veremediğim yok. Özellikle Edirne’de ki yerel
siyasetçilerin hepsine saygı ve sempatim var. Zaten birçoğu yakın arkadaşım.
Dikkatinizi çekmek istiyorum, yakinen tanıdığım kişiler ibaresini kullanmadım.
Arkadaşım dedim. Bu benim nazarımda özel bir kavramdır.
Ak Parti Genel
Başkanı geçmişte MHP Genel Başkanı için yok öyle demiş, yok böyle demiş,
hakaret etmiş felan feşman. Bana ne, bu onların kişisel sorunu. Bu gün geçmişi
yargılayıp asalım, keselim, öldürelim, linç edelim mi? Yoo, onları hiç birini
yapmak çözüm değil. Çözüm, Türk Milliyetçiği fikirlerimiz doğrultusunda icraat
yapmasını sağlamak, kişi veya kurumların icraatları ile kendi fikir çizgimizde hareket
etmesini sağlamak değimlidir? Öyle oldu mu? Oldu o zaman neyi tartışıyoruz.
Kaldırılan T. C. ler tekrar kondu mu? Kondu. Yaptırımlar Türk Milliyetçisi
mantalitesi çerçevesinde uygulamaya konuyor mu? Konuyor. Bundan sonra yapılacak
icraatlar da Türk Milliyetçisi mantalitesi ile uygulamaya konulacak mı?
Konulacak. Bunu yapan kim olmuş, Ahmet, Mehmet, Tayyip, Bahçeli, Zeki …. Hiç
önemli değil. Benim açımdan nemli olan, siyasi fikirlerim ve ideolojim
doğrultusunda yapılmasıdır.
Yapılanlarda eksikleri
var mı? Olmaz olur mu çok var. Edirne’de ki birçok bürokrat sırtını Ak Partili
Bakanlara dayamış diktatör edası ile hareket ediyor. Edirnenin bir tarih
cenneti, açık hava müzesi olması kimsenin umurunda değil. Çiftçi ektiği mahsulü
satınca yaptığı masrafını dahi alamıyor. Emeğini hesaplayıp girdi ye eklemeyi
hayal dahi edemiyor. Girdi fiyatları ürün fiyatlarının kat kat üstünde. Bunlar
devletin milli politikasını tam oluşturup uygulamaya koyamamasından kaynaklanıyor.
Ama bunların yapılması için iktidarın karşında durarak değil içinde yer alarak
uygulamaya konulmasının sağlanabileceğini sanıyorum. Tabi her zaman olduğu gibi
en büyük görev yine muhalefete düşüyor. İnşallah önümüzde ki dönemde adam gibi
muhalefet yaparlar.
Edirne seçmeni
hangi partiye oy verirse versin temelde Türk Milliyetçisidir.
UNUTMAYIN HDP
ye verilen destek ve oy, Türk Askerine sıkılan kurşundur.
HDP’nin
Edirne’ye verdiği değer ve bakış açısı tayin ettiği milletvekili adayından
belli; bir eşcinsel GEY sapkın Milletvekili adayı Hasan Atik… Edirne gibi Türk
Milliyetçisi bir kentte nasıl böyle ellerini kollarını sallayarak pervasızca
gezebiliyorlar diye merak ediyordum ama ben bu yazıyı kaleme alırken bir
kısmının tutuklanarak gözaltına alındığını öğrendim. Demek ki Edirne sahipsiz
değilmiş.
Lakin Şahsının
Türk Milliyetçisi olduğuna inanıyorsan, aldığın şanlı davanın bayrağını, senden
sonra gelene layıkıyla devretmektir Türk Milliyetçiliği.
Kısacası Türk
Milliyetçiliği, “Ben Türk Milliyetçisiyim” demekle olmuyor!..
Hele hele
siyasi çıkarını düşünen siyaset orospularının peşine takılmakla hiç olmuyor!..
Sözde “Türk
Milliyetçisiyim” diyenleri; Yahudi dükkanında asılı besmele tabelasına
benzeyen; siyasetin orospularına kananları bilemem…
Ama şundan
eminim ki; davasına sahip çıkan, milletinin geleceği ve vatanın bekasını her
şeyden üstün tutan Türk Milliyetçileri, (Sayın Devlet Bahçeli Beyi ister
sevsin, ister sevmesinler) 24 Haziran seçimlerinde oylarını MHP’ye verecektir.
Çünkü bu
zarurettir…
-Peki, “Neden”
derseniz?
-‘Kime oy
vereceksiniz?’ derim…
HDP=PKK’ya mı?
-Kime oy
vereceksiniz?
Bu arada
unutmayalım ki; Fetö’cüler, HDP=PKK’nın Meclis’e girmesi için dışarıdaki ve
cezaevindeki Fetö’cülere “HDP’nin yüzde 10’luk seçim barajını aşıp, meclise
girmesi için desteklenmesi” talimatını veriyor…
Gerçeklerden
örnekler vereyim:
Fetö’cülerin,“HDP’nin
yüzde 10’luk seçim barajını aşıp, meclise girmesi için desteklenmesi” talimatı
sonrası, Avrupa’da oyunu HDP=PKK’ya verdiği paylaşımlarından net bir şekilde
görülüyor…
Hem CHP’nin
Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce’nin, hem İyi Parti’nin Cumhurbaşkanı adayı
Meral Akşener’in, hem de Saadet Partisi’nin Cumhurbaşkanı adayı Temel
Karamollaoğlu’nun, PKK’lı Selahattin Demirtaş’ı cezaevinden çıkarmak için verdikleri
mücadeleye hepimiz şahit olduk!..
..ve utanmadan
buna “demokrasinin gereği” dediler…
PKK’nın şehit
ettiği 40 bini aşkın şehidimizin bir daha geri gelmeyeceğini, bunların geride
kalan ana, baba, eş ve çocuklarının hakkını aramayı akılarından geçirmeyenler
utanmadan, “Bugün tutuklu olan Cumhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş, yarın
berat edip çıkarsa ne olacak? Onun demokratik hakkı nasıl iade edilecek”
diyerek hak aramaya başladılar!..
..ve bunlar bu
kadar ince düşünceli (!) ki; HDP=PKK’ya, ‘Selahattin Demirtaş’tan başka
gösterecek Cumhurbaşkanı aday bulamadınız mı?’ diyemediler!..
Diyemezler…
Çünkü bunu
derlerse, HDP=PKK’yı gücendirirler…
..ve
HDP=PKK’lılar bunlara oy vermez…
-Gerçekleri
yazıyorum; düşünün!
Siz kime oy
vereceksiniz?
Türkiye’de
demokratik hakkını kullanmak isteyen, vatanı bölmek için dağa çıkmış veledi
zinalara destek vermez!.. “Sırtımızı PKK’ya yasladık” demez!..
15 Temmuz
darbe girişiminden itibaren Yenikapı diye başlayan bir ruhla hareketle,
uygulamaya önderlik yapan AK Parti ile beraber sonuç almak, Türkiye’nin hayrına
olacağı inancındayız. Yenikapı’da başlatılan bu ruha MHP sadıktır. Bu yeni
ruhu, Yenikapı meselesini de iyi anlamak lazım. MHP, 15 Temmuz 2016’daki FETÖ
darbe girişiminin önünde bir kale oldu.
• 20 Ocak
2017’de TBMM’de 339 oyla kabul edilen ve Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini
içeren 18 maddelik anayasa değişikliğinin mimarlarından biri yine MHP’dir.
• Yine MHP, bu
değişikliğin oylandığı 16 Nisan 2017 referandumunda, ‘Evet’ sonucu çıkmasının
en önemli pay sahiplerinden biridir.
1.
Cumhuriyetin kuruluş dönemi, 2. 1946 çok partili hayata geçiş, şimdi de
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi olarak, cumhuriyet tarihinin 3. evresi
oluşmuştur.
Bugün HDP’nin
bakışını hatırlayın, “tek adam yönetimi, Saray idaresi, diktatörlük geliyor”
saldırısına bakalım, bir de MHP’nin “Cumhuriyet tarihinin 3. Evresi”
değerlendirmesine bakalım.
• HDP,
Yenikapı ruhunu da rencide ederek, hatta yok sayarak, FETÖ elebaşı Fetullah
Gülen’in ağzıyla 15 Temmuz’a, “kontrollü darbe” diyor.
• Türkiye tüm
güzellik ve görkemiyle yeni bir sefere, Yenikapı’dan başlamaktadır.
• 15 Mayıs
1919’da İzmir, 16 Mart 1920’de İstanbul işgale uğramıştı.
• Biliniz ki,
15 Temmuz yeni bir istila denemesi, yeni bir kıyım ve yıkım hamlesiydi.
Mondros’ta çerçevesi çizilip Sevr’de dayatılan imha planları 15 Temmuz’da
yeniden gün yüzüne çıkarıldı.
• Zalimler,
hainler, emperyalizmin maşaları bu defa Türk askeri kılığına girdiler. Milletin
silahını yine millete çevirdiler.
• Âlim ve hoca görünümlü bir terörist, sığındığı Pensilvanya’dan
estirdiği beddua seanslarıyla, nefret söylemleriyle, öfke nöbetleriyle
çetesine, cinayet örgütüne Türkiye’ye vurun emri verildi.
• Haçlı emellerinin taşıyıcılığını yapan FETÖ,
Türkiye’nin kalbine nişan aldı. Tarihi Şark Planı’nın hissedarları, FETÖ’yü
Türk milletine saldırttı.
• 15 Temmuz’da
TBMM’yi, emniyet ve istihbarat kuruluşlarını bombalayıp, sivil ve masum
vatandaşlarımızı katledenlerle; 101 yıl önce Çanakkale kıyılarına gelip
üzerimize ateş saçanlar aynı karanlık yolun yolcusudur.
• Ama
unuttukları, ihmal ettikleri Türk milletinin asaleti ve gücüdür.
• Türk milleti
küresel mahfillerde yazılan senaryoların farkındadır.
• Kökünüz,
kökeniniz, mezhebiniz ne olursa olsun, ‘vatanım, bayrağım, milletim,
demokrasim, şehitlerim, kardeşliğim ve mukaddesatım’ demek için Yenikapı’yı
doldurdunuz.
• Bu ruh devam
ettiği müddetçe hiçbir hain bize yanaşamayacaktır.
• MHP’nin
Erdoğan’ı desteklemesinin sebebini merak edenler, Yenikapı Ruhu’nu iyi
anlamalıdır…
Cengiz Gültekin
Cengiz Gültekin MHP ve gerçek ülkücülerin yüreğini inancını yansıtan bir bakış açısıyla kaleme almış olduğu bu yazı cumhur ittifakının sadece bir yanıdır. Ancak bakış açısı bile bize yeterli olacak niteliktedir.
YanıtlaSilEmin bey ben ülkücülüğe ve MHP'ye siyasi parti gözü ile bakmıyorum. Türk Milliyetçiliğini bünyesinde barındıran yaşam felsefesi, bir doktrin olarak değerlendiriyorum. MHP bu doktrini Türk siyasi konjektüründe en iyi yer aldırmış partidir.
Sil