Mimar Mehmet Tula: “Biz her şeyden önce müteahhit ülkesiyiz. Yakıp yıkmayı seviyoruz ve yenilemek maalesef bize göre değil. “
·
Mimar Mehmet
Tula, Süloğlu doğumlu. İlk ve ortaokulu Süloğlu’nda,
Liseyi de Kabataş Erkek Lisesi ve Edirne Lisesinde okudu. Trakya Üniversitesi
Mimarlık Bölümü mezunu. 28 senedir serbest mimarlık yapıyor.
ü Edirne’yi mimari açıdan
değerlendirir misiniz?
Mimar Mehmet Tula: Edirne
Osmanlı’ya 90 yıl başkentlik yapmış bir şehir. Ama evveliyatı var.
Kaleiçi’ndeki tarihi Türk evleri harabe durumda. Bunun da en büyük müsebbibi
aslında müteahhit takımı. Kaleiçi’ni gezdiğiniz vakit hem Osmanlı’dan hem
Bizans’tan izler görürsünüz. Dediğim gibi Osmanlı’ya 90 yıl başkentlik yapmış
bir şehir ama evveliyatı da tarihi eserlerle dolu. Buradaki tarihi eserlerin,
bilhassa tarihi konakların yenilenmesi ve aslına sadık kalarak yenilenmesi
gerekiyor ki şehir mimari açıdan estetik bir görünüm kazansın. Edirne’deki yeni
yerleşim yerlerine bakacak olursak orada da bir düzensizlik söz konusu. Çok
doğru bir şekilde organize edilmiş, sistemli mahallelerde var, çarpık
kentleşmeler de var. Binevlere baktığımızda yapı olarak çok düzgün ve organize
bir yerleşim yeri görürsünüz. Ama Edirne’nin her yeri maalesef Binevler gibi
değil.
ü Kaleiçi Konusuna Dönecek Olursak…
Bu Bölgedeki Evler Nasıl Değerlendirilip Turizme Hizmet Etmesi Sağlanabilir mi?
Mimar Mehmet Tula: Eskiyi
bozmadan, aslına sadık kalarak, Ankara Beypazarı gibi bir sistem kurulabilir.
Binalar aslına sadık kalınarak lokanta, butik otel, kafe olarak işletilmeli. Kaleiçi’nde
eski binaların yanında çok fazla beton bina da var. Bu durum tabi ki estetik
açıdan, mimari açıdan ciddi bir sıkıntı yaratıyor. Kaleiçi Yunan uygarlığının
Hipotamas planına göre yapılmış. Tek bir merkez var ve bütün sokaklar o tek
merkeze çıkıyor. Yunan Uygarlığından bir şehir planıdır esasında, Kaleiçi.
Kaleiçi’nin altında bir şehir daha var. Yıkılan bir şehrin üstüne Osmanlı yeni
bir şehir inşa etmiş. Demem o ki Yunan Mimarlığını yansıtması açısından ve
farklılığı bakımından bu bölgenin şu anki durum biz mimarlar için içler acısı.
Düşünün bir tarafta tarihi evler, bir tarafta betondan binalar. Tam bir
keşmekeş. Kaleiçi’ni yıkmak bir maliyet. Devlet desteği olmadan bu iş
yapılamaz. Ancak yıkılıp, uzun süreli bir çalışma ile sadece konaklar ve yeşil
alanlardan müteşekkil bir eski şehir oluşturulabilir. Bu bölge yenilenirse
turist sayısı ciddi manada artacaktır. İnsanlar Edirne’ye günübirlik gelmezler,
kalmak için de gelirler.
ü Balkanları Gezdiğinizi
Söylediniz. Balkanlarda Edirne’nin Yarısı Kadar Eser Olmamasına Rağmen Daha
Fazla Turist Çektiklerini Görüyoruz. Turizmi Bizden Daha İyi Yapıyorlar. Bizde
Neleri Eksik Görüyorsunuz, Mukayese Ettiğiniz Zaman?
Mimar Mehmet Tula: Öncelikle
Tanıtım. Bu yıl Edirne Kakava ve Ciğer Festivallerinde biraz hareketliydi
ama tanıtım konusunda kurumları eksik görüyorum. Bu işin başı tanıtım. Peki ya
neyin tanıtımını yapacaksınız? Kaleiçi’ndeki evleri yenileyin ki güzel bir
reklam yapmış olun. Balkanlardaki turizm Türk Turizmi. Bunu da TİKA yapıyor.
TİKA Balkanlarda Türklerin yaptığı eserleri onarıyor ve o ülkelerin turizmine
kazandırıyor. TİKA’nın yaptığı işi Türkiye’de organize olarak yapan olmadı. Biz
her şeyden önce müteahhit ülkesiyiz. Yakıp yıkmayı seviyoruz ve yenilemek
maalesef bize göre değil.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder