30 Haziran 2018 Cumartesi

Mimar Mehmet Tula: “Biz her şeyden önce müteahhit ülkesiyiz. Yakıp yıkmayı seviyoruz ve yenilemek maalesef bize göre değil. “


Mimar Mehmet Tula: “Biz her şeyden önce müteahhit ülkesiyiz. Yakıp yıkmayı seviyoruz ve yenilemek maalesef bize göre değil. “

·        Mimar Mehmet Tula, Süloğlu doğumlu. İlk ve ortaokulu Süloğlu’nda, Liseyi de Kabataş Erkek Lisesi ve Edirne Lisesinde okudu. Trakya Üniversitesi Mimarlık Bölümü mezunu. 28 senedir serbest mimarlık yapıyor.
ü  Edirne’yi mimari açıdan değerlendirir misiniz?
Mimar Mehmet Tula: Edirne Osmanlı’ya 90 yıl başkentlik yapmış bir şehir. Ama evveliyatı var. Kaleiçi’ndeki tarihi Türk evleri harabe durumda. Bunun da en büyük müsebbibi aslında müteahhit takımı. Kaleiçi’ni gezdiğiniz vakit hem Osmanlı’dan hem Bizans’tan izler görürsünüz. Dediğim gibi Osmanlı’ya 90 yıl başkentlik yapmış bir şehir ama evveliyatı da tarihi eserlerle dolu. Buradaki tarihi eserlerin, bilhassa tarihi konakların yenilenmesi ve aslına sadık kalarak yenilenmesi gerekiyor ki şehir mimari açıdan estetik bir görünüm kazansın. Edirne’deki yeni yerleşim yerlerine bakacak olursak orada da bir düzensizlik söz konusu. Çok doğru bir şekilde organize edilmiş, sistemli mahallelerde var, çarpık kentleşmeler de var. Binevlere baktığımızda yapı olarak çok düzgün ve organize bir yerleşim yeri görürsünüz. Ama Edirne’nin her yeri maalesef Binevler gibi değil.
ü  Kaleiçi Konusuna Dönecek Olursak… Bu Bölgedeki Evler Nasıl Değerlendirilip Turizme Hizmet Etmesi Sağlanabilir mi?
Mimar Mehmet Tula: Eskiyi bozmadan, aslına sadık kalarak, Ankara Beypazarı gibi bir sistem kurulabilir. Binalar aslına sadık kalınarak lokanta, butik otel, kafe olarak işletilmeli. Kaleiçi’nde eski binaların yanında çok fazla beton bina da var. Bu durum tabi ki estetik açıdan, mimari açıdan ciddi bir sıkıntı yaratıyor. Kaleiçi Yunan uygarlığının Hipotamas planına göre yapılmış. Tek bir merkez var ve bütün sokaklar o tek merkeze çıkıyor. Yunan Uygarlığından bir şehir planıdır esasında, Kaleiçi. Kaleiçi’nin altında bir şehir daha var. Yıkılan bir şehrin üstüne Osmanlı yeni bir şehir inşa etmiş. Demem o ki Yunan Mimarlığını yansıtması açısından ve farklılığı bakımından bu bölgenin şu anki durum biz mimarlar için içler acısı. Düşünün bir tarafta tarihi evler, bir tarafta betondan binalar. Tam bir keşmekeş. Kaleiçi’ni yıkmak bir maliyet. Devlet desteği olmadan bu iş yapılamaz. Ancak yıkılıp, uzun süreli bir çalışma ile sadece konaklar ve yeşil alanlardan müteşekkil bir eski şehir oluşturulabilir. Bu bölge yenilenirse turist sayısı ciddi manada artacaktır. İnsanlar Edirne’ye günübirlik gelmezler, kalmak için de gelirler.
ü  Balkanları Gezdiğinizi Söylediniz. Balkanlarda Edirne’nin Yarısı Kadar Eser Olmamasına Rağmen Daha Fazla Turist Çektiklerini Görüyoruz. Turizmi Bizden Daha İyi Yapıyorlar. Bizde Neleri Eksik Görüyorsunuz, Mukayese Ettiğiniz Zaman?
Mimar Mehmet Tula: Öncelikle Tanıtım. Bu yıl Edirne Kakava ve Ciğer Festivallerinde biraz hareketliydi ama tanıtım konusunda kurumları eksik görüyorum. Bu işin başı tanıtım. Peki ya neyin tanıtımını yapacaksınız? Kaleiçi’ndeki evleri yenileyin ki güzel bir reklam yapmış olun. Balkanlardaki turizm Türk Turizmi. Bunu da TİKA yapıyor. TİKA Balkanlarda Türklerin yaptığı eserleri onarıyor ve o ülkelerin turizmine kazandırıyor. TİKA’nın yaptığı işi Türkiye’de organize olarak yapan olmadı. Biz her şeyden önce müteahhit ülkesiyiz. Yakıp yıkmayı seviyoruz ve yenilemek maalesef bize göre değil.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder