1 Temmuz 2018 Pazar

Kerim Saraç: “Edirne’de görevli insanların buradaki tarihi eserlere ve turizmine verdiği önem çalışmalarına bakınca ortaya çıkıyor!.. Edirne'nin Edirne olmasını istiyorsak, Edirne'yi seven Valiye, Edirne'yi seven Belediye Başkanına, Edirne'yi seven il müdürlerine çok acil ihtiyacımız var.”

Kerim Saraç: “Edirne’de görevli insanların buradaki tarihi eserlere ve turizmine verdiği önem çalışmalarına bakınca ortaya çıkıyor!.. Edirne'nin Edirne olmasını istiyorsak, Edirne'yi seven Valiye, Edirne'yi seven Belediye Başkanına, Edirne'yi seven il müdürlerine çok acil ihtiyacımız var.”

• Kerim Saraç, Bulgaristan göçmeni. Edirne’nin Ayşekadın Semtinde Çamlık Çay Bahçesi ve Düğün Salonunun işletmecisi. Kitap okumayı çok seviyor, özellikle tarih içerikli kitapların ilk baskılarını koleksiyonunda bulundurmak onun için hobi. Bir Türk Milliyetçisi. Çay Bahçesinin kapalı kısmında kendisine ayrılmış bir masası var. Akşamları dostları ile bu masanın çevresinde toplanıyorlar sadece “Edirne” konuşuyorlar. “Edirne’nin sorunlarını çözüm önerileri ile her platformda konuşun, dile getirin. Kamuoyu yaratılsın ki çözüme kavuşsun.” nasihatını veriyor Kerim amca. Dededen, atadan Yörük… 5 aylıkken Edirne’ye geldi. 67 senedir Edirne’de yaşıyor. Bir Edirne sevdalısı olarak hayatını burada geçirdi. Edirne’yi sevdiği kadar hiçbir şeyi sevmedi. “Dört nehri olan başka bir şehir dünyada yok.” diyor.
Bütün Hayatını Edirne’de Geçiren Birisi Olarak Edirne Hakkında Neler Söylemek İstersiniz?
Kerim Saraç: Edirne her açıdan ihmal edilmiş bir şehir. Kültürel, turizm, mimari ve tarihi açıdan olağanüstü zenginliklere sahip olmasına karşın ne hikmetse Edirne için çalışması gereken mülki ve idari tüm görevliler Edirne’yi ihmal ettiler. 67 yıldan beri bu şehirde değişen tek şey Trakya Üniversitesi olmuştur. Balkanların en büyük hastanesi Tıp Fakültesi. Bu nispette bakarsanız Trakya Üniversitesi bu şehir için çok mühim ama ona bile gereken önem verilmiyor.
Edirne’nin Sorunları Hakkında Neler Söylemek İstersiniz?
Kerim Saraç:Evvela Edirne’ye hizmet edilmek isteniyorsa altyapı hizmetleri yenilenmek zorunda. Bir yağmur yağıyor, her yeri su basıyor. İnsanlar yolda yürüyemeyecek duruma geliyorlar. Otopark sorunu ciddi bir sıkıntı. Yollar taksi ile dolu, insanlar araçlarını park edecek yer bulamıyorlar. Aslında otopark yapacak birçok yer mevcut ama nedense buralara otopark yapılmıyor. Edirne’de bilinmedik birçok yer var. Restore edilmeyi bekleyen hanlar, çeşmeler, köprüler ve türbeler mevcut. Ne yazık ki bunlara dair bir politika geliştirilmiyor. Örneğin, İkinci Beyazıt Külliyesi ile sarayın arasında bir mezar var. Orası Yahya Efendi’nin mezarıdır. Kendisi Sarayın aşçısıdır. Arta kalan yemekleri, Tunca nehrine dökmesi ile ünlüdür. Rivayet odur ki, Yahya Efendi arta kalan yemekleri nehre dökmekte ve balıklar da bu yemeklerle beslenmektedir. Padişahın Yahya Efendi’yi takip ettiği bir gün, balıkların dile geldiği ve padişahım, bizlere bahşedilen sarayın artıklarını çok mu gördün dediği söylenegelmiştir. Yine rivayet odur ki Yahya Efendi o esnada secdeye kapanarak vefat etmiştir ve mezarı tam olarak dediğim yerdedir. İşte bu değerlerimize sahip çıkmak zorundayız. Bu iş direkt olarak Valiliğin işi. Valilik ve Vakıflar koordineli olarak bu değerlerimizi yenilemek ve en önemlisi tanıtmak zorunda. Bunun yanında tarihi evleri yenilemek ve turizme açmak zorundayız. Bu konuda Valilik ve Vakıflar çalışanlarının çalışmalar yaptığını biliyorum. Bunlar artarak devam etmeli. Kapıkule’den şehrimize girerken bir giriş kapısı ile insanları karşılamak gerektiğini düşünüyorum. Şehrimizin bir giriş kapısı olsa, yurtdışından çıkış yapanlar transit olarak Edirne’yi geçmezler. Şehrimize daha fazla turist girer. Giriş kapısı yanında, Edirne’yi tanıtan minyatürler, Fatih Sultan Mehmet Heykeli, şehrimizin girişinde güzel olmaz mı?
Selimiye Camii’nde Yakın Zamanda Restorasyon Yapılacak. Bu turizmi etkilemez mi?
Kerim Saraç: Etkileyeceğini düşünmüyorum. Selimiye’ye nereden bakarsanız bakın, görürsünüz. Restorasyon da topyekûn değil, peyderpey yapılırsa sıkıntı olmaz. Yemişçi Kapanı Hanı’da estetik açıdan büyük bir sorun. Yarım duruyor ve kötü bir görüntü oluşturmakta. En kısa zamanda en azından etrafı camlarla kaplanıp, oradaki atıl görüntü ortadan kaldırılabilir.
Balkan Şehitliği Türkiye’nin En Büyük İkinci Şehitliği. Ancak Bu Şehitliğe Yeteri Kadar Sahip Çıkamıyoruz. Edirne İnsanı Bile Şehitliği Tanımıyor. Bu Konuda Neler Söylemek İstersiniz?
Kerim Saraç: Oranın hali de içler acısı. Altında kefensiz yatan binlerce şehidimiz olmasına karşın abideye gereken bakımın yapılmaması, ihtimamın gösterilmemesi bir Edirne sevdalısı olarak içimi acıtıyor. Esasında Balkan Savaşlarında, binlerce şehit verdiğimiz, insanların açlıktan ağaç kabuğu yemek zorunda kaldığı o üzücü hadise, Tunca nehrinin daha iç kesimlerinde yaşandı. Abidenin olduğu yerden daha alt tarafta, Tunca nehrinin içlerine doğru olan bölgede o üzücü olaylar yaşanmıştır. Bu konuya valilik, belediye ve bilhassa Edirne sevdalıları ivedilikle el atsın. Çünkü orada binlerce kefensiz yatan şehidimiz var. Üstüne bastığınız yerde şehitlerin kemikleri var. Yalnızca Balkan Şehitliği değil, Şükrü Paşa Anıtı da çok kötü durumda. Belediye Meclis Üyemiz Hüseyin Ülker, oradaki bayrağın değiştirilmesi hususunda çalmadık kapı bırakmadı. Ancak maalesef muvaffak olamadı. En sonunda bayrak direğini değiştirmek için direği kesmek zorunda kaldılar ve bayrak öyle değişti. Diyecek bir şey bulamıyorum. Edirne’de görevli insanların buradaki tarihi eserlere verdiği önem çalışmalarına bakınca ortaya çıkıyor. Edirne'nin Edirne olmasını istiyorsak, Edirne'yi seven Valiye, Edirne'yi seven Belediye Başkanına, Edirne'yi seven il müdürlerine çok acil ihtiyacımız var.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder