Kerim Saraç: “Edirne’de görevli insanların buradaki tarihi eserlere
ve turizmine verdiği önem çalışmalarına bakınca ortaya çıkıyor!.. Edirne'nin
Edirne olmasını istiyorsak, Edirne'yi seven Valiye, Edirne'yi seven Belediye
Başkanına, Edirne'yi seven il müdürlerine çok acil ihtiyacımız var.”
► Bütün
Hayatını Edirne’de Geçiren Birisi Olarak Edirne Hakkında Neler Söylemek
İstersiniz?
Kerim Saraç: Edirne
her açıdan ihmal edilmiş bir şehir. Kültürel, turizm, mimari ve tarihi açıdan
olağanüstü zenginliklere sahip olmasına karşın ne hikmetse Edirne için
çalışması gereken mülki ve idari tüm görevliler Edirne’yi ihmal ettiler. 67
yıldan beri bu şehirde değişen tek şey Trakya Üniversitesi olmuştur.
Balkanların en büyük hastanesi Tıp Fakültesi. Bu nispette bakarsanız Trakya
Üniversitesi bu şehir için çok mühim ama ona bile gereken önem verilmiyor.
► Edirne’nin
Sorunları Hakkında Neler Söylemek İstersiniz?
Kerim Saraç:Evvela
Edirne’ye hizmet edilmek isteniyorsa altyapı hizmetleri yenilenmek zorunda. Bir
yağmur yağıyor, her yeri su basıyor. İnsanlar yolda yürüyemeyecek duruma
geliyorlar. Otopark sorunu ciddi bir sıkıntı. Yollar taksi ile dolu, insanlar
araçlarını park edecek yer bulamıyorlar. Aslında otopark yapacak birçok yer
mevcut ama nedense buralara otopark yapılmıyor. Edirne’de bilinmedik birçok yer
var. Restore edilmeyi bekleyen hanlar, çeşmeler, köprüler ve türbeler mevcut.
Ne yazık ki bunlara dair bir politika geliştirilmiyor. Örneğin, İkinci Beyazıt
Külliyesi ile sarayın arasında bir mezar var. Orası Yahya Efendi’nin mezarıdır.
Kendisi Sarayın aşçısıdır. Arta kalan yemekleri, Tunca nehrine dökmesi ile
ünlüdür. Rivayet odur ki, Yahya Efendi arta kalan yemekleri nehre dökmekte ve
balıklar da bu yemeklerle beslenmektedir. Padişahın Yahya Efendi’yi takip
ettiği bir gün, balıkların dile geldiği ve padişahım, bizlere bahşedilen
sarayın artıklarını çok mu gördün dediği söylenegelmiştir. Yine rivayet odur ki
Yahya Efendi o esnada secdeye kapanarak vefat etmiştir ve mezarı tam olarak
dediğim yerdedir. İşte bu değerlerimize sahip çıkmak zorundayız. Bu iş direkt
olarak Valiliğin işi. Valilik ve Vakıflar koordineli olarak bu değerlerimizi
yenilemek ve en önemlisi tanıtmak zorunda. Bunun yanında tarihi evleri
yenilemek ve turizme açmak zorundayız. Bu konuda Valilik ve Vakıflar
çalışanlarının çalışmalar yaptığını biliyorum. Bunlar artarak devam etmeli. Kapıkule’den
şehrimize girerken bir giriş kapısı ile insanları karşılamak gerektiğini
düşünüyorum. Şehrimizin bir giriş kapısı olsa, yurtdışından çıkış yapanlar
transit olarak Edirne’yi geçmezler. Şehrimize daha fazla turist girer. Giriş
kapısı yanında, Edirne’yi tanıtan minyatürler, Fatih Sultan Mehmet Heykeli,
şehrimizin girişinde güzel olmaz mı?
► Selimiye
Camii’nde Yakın Zamanda Restorasyon Yapılacak. Bu turizmi etkilemez mi?
Kerim Saraç: Etkileyeceğini
düşünmüyorum. Selimiye’ye nereden bakarsanız bakın, görürsünüz. Restorasyon da
topyekûn değil, peyderpey yapılırsa sıkıntı olmaz. Yemişçi Kapanı Hanı’da
estetik açıdan büyük bir sorun. Yarım duruyor ve kötü bir görüntü oluşturmakta.
En kısa zamanda en azından etrafı camlarla kaplanıp, oradaki atıl görüntü
ortadan kaldırılabilir.
► Balkan
Şehitliği Türkiye’nin En Büyük İkinci Şehitliği. Ancak Bu Şehitliğe Yeteri
Kadar Sahip Çıkamıyoruz. Edirne İnsanı Bile Şehitliği Tanımıyor. Bu Konuda
Neler Söylemek İstersiniz?
Kerim Saraç: Oranın
hali de içler acısı. Altında kefensiz yatan binlerce şehidimiz olmasına karşın
abideye gereken bakımın yapılmaması, ihtimamın gösterilmemesi bir Edirne
sevdalısı olarak içimi acıtıyor. Esasında Balkan Savaşlarında, binlerce şehit
verdiğimiz, insanların açlıktan ağaç kabuğu yemek zorunda kaldığı o üzücü
hadise, Tunca nehrinin daha iç kesimlerinde yaşandı. Abidenin olduğu yerden daha
alt tarafta, Tunca nehrinin içlerine doğru olan bölgede o üzücü olaylar
yaşanmıştır. Bu konuya valilik, belediye ve bilhassa Edirne sevdalıları
ivedilikle el atsın. Çünkü orada binlerce kefensiz yatan şehidimiz var. Üstüne
bastığınız yerde şehitlerin kemikleri var. Yalnızca Balkan Şehitliği değil,
Şükrü Paşa Anıtı da çok kötü durumda. Belediye Meclis Üyemiz Hüseyin Ülker,
oradaki bayrağın değiştirilmesi hususunda çalmadık kapı bırakmadı. Ancak
maalesef muvaffak olamadı. En sonunda bayrak direğini değiştirmek için direği
kesmek zorunda kaldılar ve bayrak öyle değişti. Diyecek bir şey bulamıyorum.
Edirne’de görevli insanların buradaki tarihi eserlere verdiği önem çalışmalarına bakınca ortaya çıkıyor. Edirne'nin Edirne olmasını istiyorsak, Edirne'yi seven Valiye, Edirne'yi seven Belediye Başkanına, Edirne'yi seven il müdürlerine çok acil ihtiyacımız var.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder