Bülent
Polat: “3 milyon civarında turist Edirne’den geçiyorsa, bundan neden istifade edemiyoruz?
Testi su akarken doldurulur.”
ü Turizm
açısından ve ticari açıdan Edirne’yi değerlendirirmisiniz? Edirne’nin artısı
ne, eksisi ne, daha iyi olması için neler yapmak gerekiyor?
Bülent Polat: Antik Yunan’dan
Osmanlılara kadar birçok medeniyete başkentlik yapmış Edirne, dünyada Floransa’dan
sonra en fazla tarihi olguya sahip ikinci şehir. Bir çağı kapatıp, bir çağı
açan Fatih Sultan Mehmet’in doğum yeri. Bu zenginlik önemli bir turizm
potansiyeli yaratıyor ve dünyada en fazla turist çeken kentlerden biri olması
gerekiyor ama değil. İlimize 3 milyon civarında turist geldiği iddia ediliyor.
Bu rakam Edirne nüfusunun 22 katı yapar. Güne bölündüğünde 8.200 turist düşer.
Siz her gün Edirne sokaklarında gezen 8.200 yabancı insan görüyormusunuz? Edirne’de
inşaat sektörü dışında da iş yerlerim var, bu kadar insanın geldiğini
hissedemedim. Tamam, bu kadar insan Edirne topraklarından geçiyor olabilir ama
biz bundan faydalanmayı bilmiyoruz. Bunun nedeni de mülki idarecilerimizden,
STK yöneticilerimizden kaynaklanıyor. İdareciler “Su akarken testiyi
doldurmuyorlar” Turist Edirne’ye niye gelsin? Geldiğinde nereleri gezebiliyor?
Turist Edirne’ye camileri ve tarihi yerleri gezmeye geliyor.
Osmanlı zamanında Edirne’de dört yüz civarında cami vardı. Bunlar
aynı zamanda medrese, imarethane, hastane, kütüphane gibi hizmetlerde de
kullanılıyordu. Günümüze aklıma geldiği kadar Selimiye Camii, Üç Şerifeli
Camii, Eski Camii, Muradiye Camii, II. Beyazit Camii, Gazi Mihal Bey Camii,
Süleyman Paşa Camii, Kasım Paşa Camii, Süle Çelebi Camii, Ayşe Kadın Camii,
Şeyhi Çelebi Camii, Taşlık Camii, Sitti Şah Sultan Camii, Defterdar Camii, Lari
Camii, Selçuk Hatun Camii, Mezit Bey(Yeşilce) Camii, Beylerbeyi Camii, Şah
Melek Camii, Şehabeddin Paşa Camii, Arif Ağa Camii, Kuşçu Doğan Camii, Saruca
Paşa Camii, İsmail Ağa Camii, Gazi Hoca Camii, Kadı Bedrettin Camii, Hıdır Ağa
Camii, Yahya Bey Camii, Atik Ali Paşa Camii kaldı.
Edirne’ye gelen Selimiye Camii, Eski Camii, Üç Şerifeli
Camii, II. Beyazit Külliyesi ve Camisi’ni geziyor, ciğer yiyor, Ali Paşa ve
Arasta Çarşısını geziyor ve dönüp gidiyor. Edirne’de 7 tane tabya var. Bunların
çoğu daha restore edilmedi. Hıdırlık tabyası senelerdir restore ediliyor ama
bir türlü açılmadı. Zaten gitmeye kalksan yolu bile yok. Edirne’de yeterli
sayıda kokartlı rehber yok. Turizm il müdürlüğünün alan rehberi açma ve
eksikliği giderme konusunda hiçbir girişi yok. Daha ne sayayım ki?
ü Edirne’ye neler yapılması gerekiyor?
Bülent Polat: Öncelikle tarihi eserleri gün yüzüne çıkarıp Türkiye’de
ve yurt dışında tanıtımını yapılması gerekiyor. Edirne’nin gelecek turistler
için alt yapısının hazır olması gerekiyor. Edirne’ye günde konaklamalı 100
otobüs turist gelse, 4.000 turist eder. Bunları nerede yatıracaksınız, hangi
yollardan tarihi eserleri gezdireceksiniz? Gün içinde şehirde gezen 100 otobüsü
trafik dahi kaldırmaz, park yeri bulamazlar.
Gündüz camileri, tarihi yerleri gezseler gece Edirne kültürünü tanımak
isteyecekler. Nereye gidip ne yapacaklar? Edirne dünyada ender bulunan konuma
sahip bir il. İçinden üç tane nehir geçiyor, iki ülke ile komşu. Yani “İki
ülke, üç nehir, bir şehir” bu kompozisyonu değerlendiremiyor. Ne yapılması
gerekir diyorsunuz? Çok basit. Kaleiçi’nde ki metruk konakların restorasyonunu
sağlayacak, buraları sadece restore ettirip bırakmak yerine kafeterya, butik
otel, restoran gibi işletmelerin kullanımını sağlayacaksın. Çünkü
kullanılamayan eski bina bir süre sonra çöker.
Ali Çelik: Eğlence yerlerini
şehir içinden çıkarıp nehir kenarlarında
çalışmasını sağlayacaksın. Üç nehri
ıslah edip kenarlarına eğlence yerleri, plajlar, restoranlar, bungalov tipi
evler yapılmasını sağılacaksın. Bunların hepsi birden aynı anda olmaz ama
başladıktan sonra biter. Bunları yapmak için devlet imkânlarını da kullanmaya
gerek yok. Özel sektöre yap işlet devret sistemi ile yaptırılabilir. Nehirlerin
kumu satılarak getirisi ile katkı sağlanarak ıslah edilebilir. İş yapmak
istedikten sonra iş çok ama yapacak adam yok. Edirne’de sirkülâsyonu olan iki iş dalı
var. Turizm ve inşaat. Turizm de yukarıda saydığım nedenlerden dolayı sorunlu,
inşaat da Edirne Belediye’sinin hantal hareket edip gerekli izinleri çabuk vermemesinden
dolayı sorunlu.
ü İnşaat işine girmenize ne vesile oldu? İnşaat sektörünün
yanı sıra ticari işletmeniz var niçin?
Bülent Polat: Lise
yıllarımda okul dışında Kapıkule’de markette çalışıyordum Harçlığımı
çıkarıyordum. Bir gün arkadaşım ev inşaatları olduğunu kendilerine yardım edip
edemeyeceğimi sordu. Bende arkadaşımın yardıma ihtiyacı var diye çalıştığım
yerden izin alıp gittim. Akşam iş bittiğinde aldığım ücret hoşuma gitti. Ondan
sonra inşaatlarda çalışmaya başladım, yavaş yavaş işimi büyüttüm nalbur oldum.
Sonra yap sat işine başladım. Diğer ticari işletmelerime gelince, müteahhitlik
7/24 yaptırdığın inşaatın başında durulmasını gerektiren iş değil. İyi ve
sağlam ekibin varsa ara sıra uğraman yetiyor. Kalan zamanımda ticari işerimle
ilgileniyorum, hem de oralarda çalışan birkaç kişinin nafakasının çıkmasına
vesile oluyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder