Göksel Gürbüz: Edirne'nin daha iyi yaşanabilir bir şehir olması için yapılabilecek şeylerin başında atıl alanların kullanabilir duruma getirilmesi veya bazı yanlış kullanılan alanların kullanılabilirlik boyutun değiştirilmesi gerekiyor. Geleceğimiz için, Edirne’miz için birkaç level daha üste çıkılarak sorunlarımıza hep birlikte sahip çıkmalıyız diye düşünüyorum. “
• Göksel Gürbüz, doğma büyüme Edirneli. 30 yıl önce Malatya’dan Edirne’ye göç eden bir ailenin çocuğu. Balıkesir Üniversitesi İşletme Bölümü mezunu. Aile şirketi olan Oben Mağazaları’nın ortağı. Mobilya, beyaz eşya ve mutfak malzemeleri satışı üzerine çalışıyorlar.
► İyi bir üniversite tahsili
gördükten sonra Edirne’ye dönmüşsünüz. ‘Neden Edirne?’ diye soralım?
Göksel Gürbüz: Edirne rahat bir şehir. Kültür seviyesi yüksek bir
şehir. 3 bayan sabahın 5’inde yanlarında erkek olmadan rahatlıkla sokağa
çıkabilirler. Kimse onları rahatsız veya taciz etmez. Ailenle huzur içinde
yaşayabileceğin bir şehir. Endişe duymadan çocuklarını yetiştirebileceğin huzurlu
bir şehir. Tarihi bünyesinde barındırması tartışılmaz mükemmel bir şehir.
Edirne’de
yaşamanın avantajları da var, dezavantajları da var. Ama tarihine gerekli
değeri verip vermediği tartışılır. Örneğin Kaleiçi semtimizde gerekli değerin
verilmediği, bazılarının bilinçli olarak yakıldığı tahmin edilen birçok tarihi
bina var. Bu binaları özel sektör veya kişiler restore edip kullanıma sunmak istediğinde
gerekli izinlerin alınması aşamasında Yüksek Anıtlar Kurulu, Edirne Belediyesi
veya Vakıflar Bölge Müdürlüğü’nün sıkıntılar yaşattığını duyuyoruz. Belediyeden
geçen onarım projesi Yüksek Anıtlar Kurulundan geçmiyor, Yüksek Anıtlar
Kurulundan geçen proje Belediyeden geçmiyor. Bu konularda kişi veya kurumun
yalnız bırakılmaması gerektiğine inanıyorum. Tarihi binaların tamir, bakım ve
restorasyonu büyük meblağlar gerektiriyor. Edirne’de yatırım yapmak, yeni bir
yer açmak kolay değil, hiç bir şey su gibi akmıyor. İlla bir resmi kurum zorluk
çıkarıyor. Kurumlar arasında prosedür uyuşmazlığı var. Avrupa’da da tarihi
mekânlar var. Oralara gözleri gibi bakıyorlar, içinde filimler, diziler çekip
ilgi noktası oluşturuyorlar. Biz gerekli önemi vermediğimiz gibi buraları
uyuşturucu kullananlara belicilere terk ediyoruz.
Edirne’nin
avantajlarından birisi de sınır kenti oluşu, burası geçiş noktası değil. Edirne
geliş noktası. Kimse Edirne’den geçmez, yani geçerken görmez. Özellikle gelir
kültürel veya maddesel ihtiyaçlarını görür gider. Biz ticaret ile uğraşıyoruz.
Dükkanımıza gelen 10 müşteriden 7 sini Yunanistan, Bulgaristan veya diğer
Balkan ülkeleri vatandaşları oluşturuyor. Son zamanlarda dövizin yükselmesi
külliyen zarar ama değişik açıdan bakarsak Balkan ülkelerinde yaşayan bireyleri
Edirne’ye çekiyor, ticari sirkülasyonu arttırıyor.
► Edirne’de yaşanabilirliğin daha
iyi olması için neler yapılabilir?
Göksel Gürbüz: Edirne’nin daha iyi yaşanabilir bir şehir olması
için yapılabilecek şeylerin başında atıl alanların kullanabilir duruma
getirilmesi veya bazı yanlış kullanılan alanların kullanılabilirlik boyutun
değiştirilmesi gerekiyor. Örneğin 25 Kasım Stadyumu şehrin göbeği denilecek
yerde atıl duruyor. Benim gözümde stadyum Saraçlar Caddesi ve kent merkezi için
büyük engel oluşturuyor. Edirne Spor 1. Lig takımı değil, çalışmalarını başka
yerde yapabilir. Orası da değişik işlevler için kullanılabilir. Mevcut stadyum
yıkılıp yerine katlı otopark, çay bahçesi, minibüs durağı yapılabilir. Atatürk
heykelinin bulundu şehir meydanı oraya taşınabilir. En basit öneri Edirne
Belediyesi yanında bulunan minibüs durağı çok yoğun ve kötü görüntü
oluşturuyor, buraya taşınabilir. Kentin ortasında kalmış eski ve yeni sanayi
sitesi bulunduğu yerden, Süloğlu yolunda Toptancılar Sitesi karşısında bulunan
boş alana daha moderni inşa edilerek taşınabilir. Boşaltılan yeri de değişik
amaçlarla kullanılabilir. Edirne’de birkaç değişim yapılmalı. Esnafların belli
alana sıkıştırılmış konumdan kurtarılması gerekiyor. Mevcut sanayi çarşısının
yerine alış veriş merkezi değil de nostaljik, turistlik çarşı yapılabilir. 658.
düzenlenecek olan Tarihi Kırkpınar Yağlı Güreşleri festivali Edirne’de
yapılıyor ve ben Edirne’de yaşıyorum. Dünyada bu kadar uzun geçmişi olan başka
bir etkinlik yok. Başlamasına birkaç gün kalana kadar bu etkinliğin tanıtımının
yapıldığını görmedim. Edirne’de bulunan
sadece bir kurumu kast etmiyorum. Bütün kurumlar tarihini tanıtmıyor, tarihine
sahip çıkmıyor, esnafın derdini dinlemiyor. Bunu sadece kurumlara bırakmadan
hep birlikte yapmalıyız. Geleceğimiz için, Edirne'miz için birkaç level daha
üste çıkılarak sorunlarımıza hep birlikte sahip çıkmalıyız diye düşünüyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder