Fevzi Pekcanlı, eksiği ile fazlası ile Edirne'yi anlattı bütün
kurumlar aynı masada toplanınca başarılamayacak şeyin olmadığına dikkat çekti
”15 Temmuz'da biz bir arada idik” dedi.
• Edirne insanı vatanın, milletin, toprağın kıymetini bilir. Türk milliyetçisidir. Bu manada Edirne’yi daha iyi noktalara getirmek bizim boynumuzun borcu. Komşu ülkelerden alış veriş için Edirne’ye gelecek kişiler gümrüklerde sıkıntı çekecekleri için gelmiyor. Yetkililer gümrüklerde bu kişilere özel bir peron açarak sorunu çözebilir. Edirne’de alt yapı sorunu var. Daha doğrusu Edirne’nin alt yapısı yok. Recep başkan bu riski alacağını beyan etti. Yapacağız. Biz insanlara söz verdik, bu kentin bütün altyapısı değişecek. Meriç yatağı temizlenirken, Karaağaç’taki kanala gerek olmadığı kanaatindeyim. Ki şunu da ifade edeyim, Meriç’in doğal güzelliği de ortadan kalktı. Edirneliler için üzülüyoruz. DSİ tek başına karar alıyor, uyguluyor. Herkes buna uymak zorunda kalıyor. Böyle olmamalı. Karaağaç ulaşımına alternatif olarak teleferik, hafif raylı sistemli ulaşım araçları yapılmak suretiyle Karaağaç bölgesine giden güzergâhta güzel bir proje geliştirilebilir. Kaleiçi semtini Alaçatı gibi bir yer yapmak zorundayız. TOKİ gibi büyük kurumlar taşın altına elini koymalı.
• Fevzi Pekcanlı, Edirne’de ticaretle uğraşan, 22
yıldır CHP’de aktif siyaset yapan bir Edirneli. Mustafa Pekcanlı’ın oğlu, 9 yıl
boyunca Trakya TV’de ve İstanbul’da Kanal Türk’te çalıştı. Daha sonra da basın
yayın sektörüne noktayı koyarak madeni yağ işine girdi, Edirne Sanayi sitesinde
iş yeri var. Atatürk hayrını, Türk Milliyetçisi yapısı ve yardımsever kişiliği
ile tanınıyor.
► Milliyetçilik
Size Göre Nedir? Tanımlar mısınız?
Fevzi Pekcanlı: Misakı
Milli sınırları içerisinde, bütün değerlerimize sahip çıkmaktır milliyetçilik.
Milliyetçilik bu ülkenin bütün değerlerine öncelikle sahip çıkmaktır. Yerli ve
milli söylemi çok güzel bir söylem ama milliyetçilik manasında bu söylemi ne
kadar yerine getirebiliyoruz sorusunu sorduğumuzda, tartışılır. Son zamanlarda
yaşanan olaylar yüzünden CHP’li kimselerin şehit cenazelerine alınmaması bile
gündeme geldi. Irak’ın kuzeyinde askerlik yapmış birisi olarak çok şükür ki
bunu yaşamadım. Diyeceğim o ki bütün CHP’lilerin yapılan birtakım yanlışlar
yüzünden ötekileştirilmesine üzülüyorum. Bizler özünde Türk milliyetçiliği olan
insanlarız. CHP’nin altı ilkesinden birisi zaten milliyetçiliktir.
Milliyetçilik biraz da vergini ödemektir. Yurt dışına kendi ürettiğimiz malı
ihraç edebilmektir. Ailem Balkan göçmeni. Dedelerimiz evini, barkını, tarlasını,
tezeğini bırakıp, Edirne’ye göç etmişler. Göçe zorlanmış, toprağından
koparılmış, çok acı çekmiş Balkan göçmeni Türkler olarak bayrağımızın,
toprağımızın kıymetini çok iyi biliyoruz.
► Bir
Partinin Edirne İl Başkanı Olarak Değil De, Fevzi Pekçanlı Olarak, Edirne’nin
Sorunları İle İlgili Neler Söylemek İstersiniz? Bu Sorunlara Yönelik Çözüm
Önerileriniz Nelerdir?
Fevzi Pekcanlı: Dört
tane sınır kapısı olan bir kentte yaşıyoruz ama bunun avantajından özellikle
ticari açıdan yeteri kadar faydalanamıyoruz. Şu an Avrupa’da yaşayan
vatandaşlarımızın; özellikle Almanya’da yaşayanların geri dönüşleri sürüyor,
ticaretin tam da hareketli olması gereken zaman. Komşu ülkelerden alış veriş
için Edirne’ye gelecek kişiler gümrüklerde sıkıntı çekecekleri için gelmiyor.
Yetkililer gümrüklerde bu kişilere özel bir peron açarak bu sorunu çözebilir.
Lakin yıllardır herhangi bir çözüm üretildiğini görmedik. Her türlü malın iyisi
ve makul ücretlisi Edirne’de var ama bunları dışarıya satmakta ve dışarıdan
gelen insanlara ‘pazarlamak’ noktasında sıkıntılar yaşıyoruz. Edirne dışarıya
yeteri kadar mal satamadığı için, ticaret yapmadığı için kapalı kalıyor. Sanayi
Odası yöneticilerinden bu hususta çok daha farklı projeler bekliyorum. Projeler
yapıyor olabilirler ama bize yansıtamıyorlar. Euro 7 lira civarında
seyrederken, bundan istifade etmek zorundayız. Ülkeler ile ikili ilişkiler
kurmak suretiyle, bizzat Edirne’deki kurumların önayak olması ile bu işi yapmak
çok kolay. Yunanistan ile aramızda yaşanan asker krizi de Edirne’yi ciddi
manada etkiledi. Pek tabi bu ülkeler arasında diplomatik bir sorun ancak biz
yine Edirne’deki kurumları ve şehrin ileri gelenlerini kullanarak bir kamuoyu
yaratabilir, Yunan halkın Edirne’ye gelmesini sağlayabilirdik. Devletlerarasındaki
sorun bizim turizmimize balta vurdu.
Edirne
insanı vatanın, milletin, toprağın kıymetini bilir. Türk milliyetçisidir. Bu
manada Edirne’yi daha iyi noktalara getirmek bizim boynumuzun borcu. Referandum
yaptığımız için çok eleştirildik ama Belediye başkanımız referandum yaptıktan
sonra bu şehrin insanı, Edirne’de altyapı sorunu olduğu hatırladı ve bu
sorunlara kafa yormaya başladı. Altyapı problemi elbette var. Yağmur yağdığında
bunu çok net biçimde görüyoruz. Ancak yağmur yağdıktan sonra yapılan
eleştiriler de çok mantıklı değil. O işte ihale sürecinde büyük sıkıntılar
yaşadık. Nihayetinde bugün gelinen noktada bugün yarın kazma vurulacak. Yerel
seçimlerden önce altyapı çalışması olur mu? Diye soruyorlar. Recep başkan bu
riski alacağını beyan etti. Yapacağız. Biz insanlara söz verdik, bu kentin
bütün altyapısı değişecek.
Katı
atık bertaraf tesisi ve yeni çöplüğümüzü faaliyete geçirdik. Oradan yakın zamanda
enerji üretildiğini göreceğiz. Düne kadar içtiğimiz su Süloğlu’ndan geliyordu.
DSİ ile protokol yaparak, parasını belediye ödemek şartıyla, 58 km öteden
Kayalı barajından Edirne’ye su getirdik. Ancak altyapıdaki sorun, daha doğrusu
suyun geldiği boruların durumu yüzünden tam manasıyla sağlıklı su dolaşımı
yapamıyoruz. İnşallah yakın zamanda temeli atacağız ve altyapımızı yapacağız.
Belediye
meclisimiz bütün siyasi partilerin katılımı ile mevzu bahis Edirne ve Türkiye
olunca bir araya gelebiliyor, bir arada durabiliyoruz. Biz bunu 15 Temmuz
sürecinde de yaşadık. Sayın valimizin koordinatörlüğünde CHP’liler, Ak Parti’liler,
MHP’liler ve diğer siyasi partiler ile birlikte hareket edebildi. Çünkü mevzu
memleketimizdi. 15 Temmuz’dan sonra da şehir için yapılacak her şeyde bir araya
gelmeyi öğrendik. Bütün siyasi partiler, Edirne’nin sorunlarını bir araya
gelip, konuşabiliyoruz. Ortak çözüm yöntemleri arıyoruz. Bu bile büyük bir
mutluluk kaynağı hepimiz için. Bütün kurumlar Edirne için aynı masaya toplanınca
çözülemeyecek sorun yoktur.
Karaağaç
ile alakalı da birkaç şey söylemek isterim. Meriç yatağı temizlenirken,
Karaağaç’taki kanala gerek olmadığı kanaatindeyim. Ki şunu da ifadeyim,
Meriç’in doğal güzelliği de ortadan kalktı gibime geliyor. Temizlenme çalışması
bittiğinde sonucunu hep birlikte göreceğiz. Tarihi köprülerin durumu ortada.
Tadilat görüyor ama bir türlü yeteri kadar iyileştirilemiyor. 8-9 yıl önce
tadilat gören köprüler, hala tam manasıyla iyileştirilemedi. Karaağaç bölgesine
giderken bu köprülerden geçmek Edirne ve Edirne’ye gelenler için çok özeldir.
Yıllardır bu sorunu çözemedik. Karaağaca gitmek zaten sorundu, şimdi yeni yol
düzenlemesi ile birlikte yolun tek şerit geçiş verilmesi ile dönmek de sorun
oluyor. O mahallede onlarca işletme var. Aldığımız bir yanlış karar, oradaki
işletme sahiplerinin evine ekmek götürememesi demek. Oradaki insanların hepsi
kendi çocuğumuz. Edirneliler için üzülüyoruz. DSİ tek başına karar alıyor,
uyguluyor. Herkes buna uymak zorunda kalıyor. Böyle olmamalı. Mühim kararlar
verilirken, Edirne’nin bütün kurumlarına danışmak gerekiyor. Bunun yanında
alternatif olarak teleferik, hafif raylı sistemli ulaşım araçları yapılmak
suretiyle Karaağaç bölgesine giden güzergâhta güzel bir proje geliştirilebilir.
Otopark
sorunu olduğunun da farkındayız. Özellikle dışarıdan gelen kafilelerin
otobüslerinin park edilmesinde sıkıntılar yaşanıyor. Turistler de bundan
olumsuz manada etkileniyorlar. Edirne için eksi puan yazıyor, bunun da
farkındayız. Terminal şeklinde geniş bir alanı sırf bu iş için tesis etmek
zorundayız. Alternatif olarak Süloğlu, Havsa gibi yakın ilçelere de turizm
otogarları yapılabilir. Kakava Şenliklerinde yaklaşık 70 bin turist ağırladık.
Burada Sarayiçi bölgesindeki bir alanı kullanarak sorunu çözmüştük. Yine aynı
alternatif yöntemleri üretmek zorundayız. Yunanistan ve Bulgaristan gelen
kafileler, Selimiye Camii bölgesine geldikleri zaman otopark sorunu yaşıyor.
Selimiye Camii’nin arkasında sergilenmeye başlanan örnek mezar taşlarından
sonra oradaki araç park yeri de ortadan kalkmış oldu. Selimiye’nin arkasındaki
o örnek mezar taşlarını çok gereksiz buluyorum. Otopark sorunumuz ikiye
katlandı. O temsili mezar taşları başka bir bölgeye de yapılabilirdi. O bölge
geçici de olsa, belirli günlerde otopark olarak kullanılabilirdi. Saraçhane
tarafında da otopark yapılabilecek çok mantıklı yerler var.
Kaleiçi
hakkında da bir şeyler söylemek isterim. Kaleiçi semtini Alaçatı gibi bir yer yapmak zorundayız. Ciğercilerin olduğu bölüm, komple aşağıya kadar trafiğe
kapatılmalı. Tarihi konaklar restore edilmeli, kafe, restoran, eğlence merkezi
olarak kullanılmalı. Çevresi mezbelelik, sağı solu araba olan tarihi konaklar
görmek bizleri üzüyor. Edirne’ye gelen turistler açısından da kötü bir görüntü.
Şehrimizi kötü tanıtıyoruz. TOKİ Edirne'nin Kaleiçi semtinde ki evlerin restorasyonu
noktasında elini taşın altına koyabilir. Hatta bildiğim kadarıyla konakları
restore etmek isteyen müteşebbislere kolaylıklar da sağlamaktalar. Yine valilik
bu işi yapmaya hazır insanlara yardımcı olmaya çalışıyor ama gelin görün ki
Vakıflar Bölge Müdürlüğü sorun çıkartıyor. Prosedürler uzatılarak, insanların
yıldırılıyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder