14 Ağustos 2018 Salı

Mehmet Akgün: “Edirne turizminin en büyük sorunları; Selimiye Cami’nin silüeti, gece konaklayan turistlere alternatif etkinlik, oto park ve tuvalet bunlar da çözümlenemeyecek şeyler değil”


Mehmet Akgün: “Edirne turizminin en büyük sorunları; Selimiye Cami’nin silüeti, gece konaklayan turistlere alternatif etkinlik, oto park ve tuvalet bunlar da çözümlenemeyecek şeyler değil”

Mehmet Akgün, Edirneli çiftçi bir ailenin çocuğu. Ailecek bir birlerinden kopmadan Çiftçilik, hayvancılık ve gıda sektörlerinde faaliyet gösteriyorlar. Akgünler Ciğercisi Restaurantlarının işletmeleri ilgileniyor. Yardımsever ve iyi niyetli kişilik yapısına sahip, Türk Milliyetçisi yapısı ile tanınıyor. Edirne turizmine her konuda katkı vermeye çalışıyor.

Çiftçi bir aileden geliyorsunuz, 6 yıldır da Edirne Tava Ciğeri sektöründe faaliyet göstermeye başladınız. Önce Alipaşa Ortakapı’da kendi dükkanınızı tava ciğer salonunu açtınız, daha sonra yanında ki dükkanla birleştirdiniz, sonra karşısında ki tarihi evi restore ederek çiğerci yaptınız, birkaç ay önce Park Otelin karşısında başka bir Tava Ciğer salonu daha açtınız. Neden bu sektöre ağırlık veriyorsunuz?
Mehmet Akgün: Edirne’yi ve yapısını iyi biliyor ve seviyoruz. Edirne’de Dünya mirası listesinde bulunan Selimiye Cami var. Son yıllarda Edirne’ye olan turizm talebinin arttığını fark ettik. Erdal amcam boş dükkanımızı ciğerci yapalım daha sonra talebe göre hareket eder büyürüz hem Edirne Turizmine katkı sağlarız hem de birkaç kişiye ekmek sağlarız dedi. 6 yıl önce küçük bir ciğerci dükkanı ile başladığımız iş şu anda üç Tava Ciğer Salonu olarak devam ediyor. Bünyemizde 60 kişi çalışıyor ve bu işten ekmek yiyor. Bundan daha büyük mutluluk ne olabilir?
Edirne turizmini bakış açınızla değerlendirirmisiniz?
Mehmet Akgün: Edirne’de ki Osmanlı Sarayları’nın ve Kaleiçi semtimizde ki tarihi evlerin bir önce restore edilerek turizme kazandırılması şart. Diğer taraftan özellikle Kaleiçi semtinde ki tarihi evlere bir an önce devletin el atması lazım. Çünkü şahısların bunun altından ne maddi olarak, ne de resmi prosedürlerin aşılması olarak altından kalkması çok zor. Edirne’ye gelen turistler daha ziyade günübirlik ve inanç turizmi veya alış – veriş için oluyor. Turistlerin konaklamalı gelmesi için cazip imkanlar yaratılmalı. Örneğin biz Park Otelin karşısında yeni açtığımız Tava Ciğer Salonumuzda gece 02:00 kadar hizmet veriyoruz. Edirne turizminin en büyük sorunlarından diğerleri oto park ve tuvalet. Bunun çözümü de turizm otobüsleri il dışında veya ilçelerinde park ettirilebilir, turistler küçük araçlarla Edirne’ye transfer edilebilir. Küçük araçlar için ise boş alanlara katlı otopark yapılabilir. Tuvalet için ise şehrin muhtelif yerlerine, yoğunluğa göre seyyar tuvaletler konabilir.
Selimiye Cami önünde kazısı yarım bırakılan ‘Yemiş Kapanı Hanı’ var. Bu çok kötü görüntü oluşturuyor. Lakin, Bildiğim kadarı ile UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi'nde bulunan Selimiye Camii Meydanı'nı yeniden düzenlemek için uzun süre önce proje hazırladı.
Yapılan çalışmalar sırasında yaklaşık 4 bin metrekarelik alanda 100 odalı olan ve Osmanlı döneminde 'meyve-sebze hali' olarak kullanıldığı bilinen han kalıntıları ile duvarları toprak altından çıkarıldı. Han duvarlarının ve Mimar Sinan'ın su yolu bulunan meydanın korunması için arkeo-park projesi hazırladı. Edirne Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kurulu da alan için koruma kararı verdi.
Vakıflar Genel Müdürlüğü ise hanı yeniden ihya etmek için koruma kararını Kültür Varlıklar Yüksek Kurulu'na götürerek itiraz etti. Yüksek kurul itirazı kabul etti ve koruma kararını kaldırdı. Hanın yeniden ihya edilmesinin Selimiye Camii'nin önünde 14 metrelik bir yapıyla silueti bozacağını ayrıca UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi'nden çıkarılabileceğini söylendi.
Edirne Belediye Başkanımız Recep Gürkan, itiraz ve kararların alınmasının 8 ay sürdüğünü söylemişti, "Selimiye'nin 2011'de UNESCO Dünya Mirası Listesi'ne alınmış olması nedeniyle hem Türkiye'den hem de yurt dışından ziyaretçiler geliyor. Edirne'ye yılda 3 milyon turist geliyor, bunlardan 2 milyonu Selimiye Camii'ni ziyaret ediyor. Edirne'ye gelen herkesi de bu kötü görüntüyle karşılaştırmak zorunda kalıyoruz. Vatandaşlar haklı olarak tepki gösteriyorlar. Burada Edirne Belediyesinin eli kolu bağlı. Vakıflar Genel Müdürlüğü hanın restorasyonu projesinin yapılmasını istiyorlar. Bu hanın ihya edilmesi demek. Başka bir açıdan bakınca bu Selimiye Camii'nin siluetinin kaybedilmemesi demek. Eğer bu han ihya edilirse, Selimiye Camii'nin önünde 14 metre yüksekliğinde yeni bir yapı olursa, yapılacak olan da replika olacak, orijinal olmayacak. Bu takdirde Selimiye Camii'nin UNESCO Dünya Mirası Listesi'nden çıkarılması tehlikesi bulunuyor.
Mimar Sinan'ın 'ustalık eserim' dediği Selimiye Camii gibi bir eseri bu durumda kalmaması gerekiyor, Bildiğim kadarı ile Edirne Belediyesinin Selimiye Cami çevresi ile ilgili İki projesi var. Selimiye Cami çevresi yaya bölgesi olacak, Selimiye'nin araçların egzozdan ve yarattığı titreşimden etkilenmemesi için tamamen yaya bölgesi haline getirilecek. İkinci aşamada da Edirne Belediyesi kurtarma kazısı yapmış olan Yemiş Kapanı Hanı'nın kalıntılarını koruyarak geleceğe taşınacak. Selimiye Caminin siluetinin bozulmasının önlenmesi şart. Bu hepimizin tarihi görevi. Hem ecdadımıza karşı, hem de torunlarımıza karşı sorumluyuz.
► Tarım açısından Edirne’yi daha doğrusu yöre çiftçisini değerlendirirmisiniz?
Mehmet Akgün: Girdi maliyetleri çok arttı. Buğday desteğinde de beş altı yıldır 5 Kuruş. Bizce bu destek arttırılmalı. Desteklemelerin arttırılması gerekiyor. İthalat yapılmamalı. Özellikle çiftçimizi korumak için ithalat bırakılmalı. Sezon iyi geçmedi tabi ki takdir ilahi. Ayçiçeğinde verim iyi inşallah fiyat iyi olur. Fiyatlar da ürün tesliminden sonra açıklanacak. İyi bir fiyat açıklanacağını umut ediyoruz. Girdi maliyetleri düşürülmeli. Mutlaka çiftçiye verilen desteklemeler de arttırılmalı. Bu arada köyden kente göç sürüyor. Hala tarla satılıp çocuklara şehirden ev alınıyor. Köylerde maalesef yaşlı nüfus kaldı. Gençler köylerine dönmeli ama düşünen de yok. Köyden kente göçün durması için de devletin politika üretmesi lazım. Genç nüfus kalmadığından doğum olmayan köyler var. Edirne köyleri il dışına çalışmak için gidenlerle göç veriyor. Çiftçimiz muhakkak desteklenmeli.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder