23 Nisan 2018 Pazartesi

Alper Zahra: “Edirne’deki tarihi eserlerin turizm getirisine baktığımızda, sadece binde bir oranında faydalanabildiğimizi görüyoruz. Edirne’de Belediye, Valilik, Sivil Toplum Kuruluşları şahsi rantları bir tarafa bırakıp herkes taşın altına elini sokmak zorunda.”


Alper Zahra: “Edirne’deki tarihi eserlerin turizm getirisine baktığımızda, sadece binde bir oranında faydalanabildiğimizi görüyoruz. Edirne’de Belediye, Valilik, Sivil Toplum Kuruluşları şahsi rantları bir tarafa bırakıp herkes taşın altına elini sokmak zorunda.”

Alper Zahra: Tek cümle ile ‘Ne Mutlu Türküm Diyene’ Milliyetçilik anlayışımızdır. Mustafa Kemal Atatürk’ün izinden ilerlemek düsturumuzdur.

·        Alper Zahra, Edirneli, ilk ve ortaokulu Edirne’de bitirdikten sonra Edirne Lisesinden mezun oldu. Daha sonra Muğla Üniversitesi Tapu Kadastro ve Adnan Menderes Üniversitesi İktisat Fakültesini bitirdi. Şahsi imkânları ile çeşitli kursların katılım belgelerini aldı. Bunların içerisinde Bilgisayar Programcılığı, Avrupa Birliği Uzmanlığı, Sosyal Güvenlik Uzmanlığı gibi belgelerini alarak kendisini geliştirmeye çalıştı. Beş yıl boyunca Türkiye İş Bankasında çalıştı, istifa ettikten sonra Özel Sigorta Merkezi işletmeye başladı aynı zamanda Çilingirler Caddesinde Zahra Bijuteri dükkânı var.

         ü    Edirne’de Mülki İdare ve Belediye açısından ne gibi eksikler görmektesiniz, çözüm önerileriniz nelerdir?
Alper Zahra: Edirne’de Belediye, Valilik, Sivil Toplum Kuruluşları şahsi rantları bir tarafa bırakıp herkes taşın altına elini sokmak zorunda. Koltuklarda oturarak bu iş olmaz. Edirne’deki tarihi eserlerin turizm getirisine baktığımızda, sadece binde bir oranında faydalanabildiğimizi görüyoruz. Barselona, Paris gibi şehirler bizden çok daha az tarihi esere sahip olmasına rağmen yılda 25-30 milyon turist çekiyor. Kendimizi sorgulamak zorundayız. Reklam açısından yetersiziz. Sadece Edirne değil, ülke reklamı açısından da yetersiz olduğumuzu görüyorum. Edirne’de kazısı yapılan ve çürümeye terk edilen birçok eser var, mesela Makedon Kulesi. Atıl durumda, kaderine terk edilmiş. Selimiye Cami’nin önüne bakın mesela, Yemiş Kapanı Hanı kazısı yarım kaldı. Başladığımız işi bitiremiyoruz. Yurt içinden ve yurt dışından gelen turistleri gezdirecek yeterli organizasyon da yok, rehber sayısı çok az ve kimse nereye gideceğini bilmiyor. Sadece camilerimizi tanıtabiliyoruz. Kırkpınar dendiğinde eskiden panayır ve şenlik alanı aklımıza gelirdi, bugün yapılan etkinliklere baktığımızda üç gün süren bir güreş müsabakası serüveni, hepsi o kadar. Altyapının durumu ortada… Eskiden yollarda çiçekler vardı bugün kara topraktan başka bir şey yok. Böyle bir belediye anlayışı ile ne kadar turist çekebiliriz? Altyapınız olmazsa turist çekseniz de fark etmez, bir süre sonra kaçarlar zaten. Tarihi eserlerimizin önünde adeta yankesicilik yapılıyor, insanlara zorla Selimiye Camii önünde tespih satmaya çalışıyorlar. Bu adeta bir yankesicilik ve özellikle yabancı turistler bu durumdan rahatsız oluyorlar. 25 Kasım Stadyumunun bulunduğu araziyi düşünelim, burada büyük bir eğlence merkezi yapıldığını düşünün. İstanbul’daki Vialand tarzı bir yer yapılsa mesela, böylelikle daha çok turist çekmiş oluruz. Nehir kenarlarımız atıl durumda. Eskişehir ve Konya örneklerini düşünün. Şehrin birçok kısmı yenilenmiş, yeni projeler yapılıyor tarihi doku bozulmadan. Biz neden nehir kenarlarını temizleyip, buralara daha fazla turist çekmeyelim ki. Bu hali ile bile Meriç nehri insanların uğrak yeri, bir de temizlesek ne olur düşünelim. Bahaî Mezarlığı bile turistik değer hale getirilemiyor. Orayı temizlesek, Bahaîler de illa ki mezarlık ziyaretine gelecektir. Şehrin yüzde altmışı kentsel dönüşüme müsait ama bu potansiyeli değerlendiremiyoruz. Kale içindeki evleri düşünün, onlar restore edilse, eski Edirne olarak turizme açılsa hepimize faydalı olacaktır.
ü    Çözüm önerilerinize geçecek olursak ne söylersiniz?
Alper Zahra: Edirne’de belediyeye su ve emlak borcu olmayan insanlardan otopark ücreti alınmasa mesela, bu otopark sorununu çözecek ve esnafı da memnun edecektir. Büyük sıkıntılardan birisi otopark sorunu çünkü… Yeterli değil ve olanlar da atıl. Turistler arabalarını park edecek yer bulamadıkları için burada rahatça gezemiyorlar. İnsanlar Edirne’ye geldiklerinde bir gün kalıp gidiyorlar. Burada konaklamalarını sağlamak için eğlence merkezleri, restoranlar yapmak gerekiyor. İnsanların bir günden fazla Edirne’de kalması için sebepler yaratmak zorundayız. Edirne’de ulaşım büyük bir sorun. Balık istifi şeklide,70-80 kişi aynı araçta gidiyor. ETUS denilen bu tekelleşmiş yapıya son vermez isek burada belediyecilik yapılıyor demek çok da akıl karı gelmiyor bana. Sorunlar en temelden başlıyor, altyapı sorunumuz var. Adeta bir köstebek deliği haline gelen kanalizasyonları ve su borularını yenilemek zorundayız. Park, ulaşım ve altyapı sorunlarını halledemedik ki turist çekmekten bahsedebilelim. Çarşıdaki esnaflara da eşit davranmak zorundasınız. Bu konuda da çok sıkıntılıyız. Belediye eğer kentsel dönüşüm yapmak istiyorsa kendi şirketini kurmalı. Emlak konut ile işbirliği yapılarak anonim şirket kurulabilir. Bu işten belediye de büyük kar sağlar. Böylelikle taşeronlar da para vermekten kurtulmuş oluruz.
ü    Edirne’ye daha fazla turist çekmek için neler yapabiliriz?
Alper Zahra: Ekonomik kalkınma çerçevesinde kültürel, eğlence ve ticaret merkezi kurmak zorundayız. Sosyal medya bu işin olmazsa olmazı ama şahısların çabası ile olmaz. Dünya çapındaki miraslarımızı sosyal medya ile organize bir şekilde tanıtmak gerek. Kırkpınar, Selimiye ve müzelerimiz organize bir şekilde, internet üzerinden daha fazla tanıtılmalı. Tanıtım ve sosyal medya organizasyonu daha doğru yapılırsa, altyapı, ulaşım ve park sorunları çözülürse, eğlence merkezleri yapılırsa bu şehrin turist çekmemesi için hiçbir sebep yok. Ben bir ekonomist ve Edirneli olarak bu konularda belediyemize ve şehrin diğer kurumlarına gönüllü danışmanlık yapmaya hazır olduğumu belirtmek isterim.
ü    Türk Milliyetçiliğini tanımlar mısınız? Sizce Nedir Türk Milliyetçiği?
Alper Zahra: Tek cümle ile ‘Ne Mutlu Türküm Diyene’ Milliyetçilik anlayışımızdır. Mustafa Kemal Atatürk’ün izinden ilerlemek desturumuzdur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder