Nehir Çakar: “Edirne Osmanlı’ya başkentlik yapmış ama yeteri kadar turist çekemiyor. Bunun da en büyük müsebbibi Edirne Valiliği ve Edirne Belediye Başkanlığına bağlı birimlerdir. Kapıkule Gümrük Kapısından giriş veya çıkış yapmak için otobandan geçenleri sayıp, 3 milyon kişi Edirne’ye geldi diyorlar. Bu rakama şehre uğramadan otobandan geçenlerin de dâhil olduğunu sanıyorum. Hâlbuki biz bu insanları şehre çekemiyoruz demektir.”
· Nehir Çakar, Binlerce
yıldır insanlarla hayat bulan, insanlara vatan olan, gelişen, geliştikçe
değişen topraklar… Gün gelir Traklara yurt olur Edirne. Traklar bu toprakları
terk ederken tümülüslerini bırakır gelecek nesle. Akaların “Polis”i,
Makedonların “Orestia”sı, Romalıların “Hadrianapolis”idir. Değişir, gelişir bu
topraklar ama Bizans’ta huzur bulamaz. Haçlılarla yağmalanan şehirlerarasında
Hadrianapolis de vardır. Uğradığı değişiklikler, felâketler, işgaller yıpratsa
da bu toprak; Osmanlı’yla yeniden canlanmaya, neşvünema bulmaya başlar. I.
Murad yalnız Hadrianapolis’i değil, insanların gönüllerini de fetheder.
İşgallerle huzur bulamayan insanlar, Osmanlı’yla barışa kavuşacak; asırlar
sonra “Osmanlı barışı”nı yâd edeceklerdir. I. Murad’la birlikte Hadrianapolis,
Edirne’dir artık; Osmanlı’dır. Ben Edirne’yi bunun için çok seviyorum, buram
buram medeniyet kokuyor, tarih kokuyor. Lütfen değerlerimize sahip çıkalım
diyor. Bu konuda yaptığı çalışmalarla Edirne’lilerin gönüllerini fethediyor.
ü Edirne’yi
tarihi, kültürel ve turistik açıdan değerlendirir misiniz?
Nehir Çakar: Edirne şu an ölmüş vaziyette, adeta bir köy gibi.
Herhangi bir gelişim ve girişim olmadığı gibi, Edirne insanları mağdur eden bir
şehir oldu. Yağmur yağdığı zaman yolların halini hep birlikte görüyoruz. Edirne
Osmanlı’ya başkentlik yapmış ama yeteri kadar turist çekemiyor. Bunun da en
büyük müsebbibi Edirne Valiliği ve Edirne Belediye Başkanlığına bağlı birimlerdir.
Kapıkule Gümrük Kapısından giriş veya çıkış yapmak için otobandan geçenleri
sayıp, 3 milyon kişi Edirne’ye geldi diyorlar. Bu rakama şehre uğramadan otobandan
geçenlerin de dâhil olduğunu sanıyorum. Hâlbuki biz bu insanları şehre
çekemiyoruz demektir. Neden çekemediğimizin üstünde durup düşünmek lazım. Dünya’nın
en büyük sınır kapılarından biri olan Kapıkule bizim şehrimizde ama değerlendiremiyoruz.
Bir giriş kapısı yapılmak suretiyle insanları şehre çekmek zorundayız.
Böylelikle turistler bize gelecektir ve alışverişte yapacakları için esnafımızı
da büyük bir katkı sağlayacaktır bu durum. Otoban girişi yerine girişi Edirne
üzerinden yapmak da bir fikir olabilir. Alternatif bir güzergâh yaratmak
zorundayız. Böylelikle insanlar otelde de konaklar, araçlarını sanayide tamir
de ettirir, burada yemekte yerler. Böylelikle her meslek grubu kazanacaktır.
Kapıkule’den faydalanamıyoruz. Bence bu dünyanın hiçbir yerinde olmayacak bir
başarısızlıktır. Esnaf ile ilgili bir duruma da dikkat çekmek istiyorum. Bundan
önceki yıllarda şehrimizde yemek yiyen insanlara fahiş fiyatlar çıkartıldı,
peynir alan insanlar, tenekeyi açıp baktıklarında peynir yerine kum buldular.
Esnaf arkadaşlarımızın bu tarz tutum ve davranışları da şehrimizi, insanımızı
yanlış tanıttı. Böylece turistlerin sayısında hatırı sayılır düşüşler görüldü.
Bu noktada belediye denetimlerini artırmak zorunda… Yoksa şehrimiz ve insanımız
yanlış tanıtılıyor.
ü Edirne’ye
gelen turist sayısı artarsa bu kez altyapı problemi ortaya çıkacak. Bu konuda
ne düşünüyorsunuz?
Nehir Çakar: Maalesef Belediyeyi yönetenler altyapıyı ilkel
durumda bıraktılar. Bu noktada bir yönetim değişikliği olması gerektiğini
düşünüyorum. Yolların hali ortada… Yağmur yağdığında insanlar nereye kaçacağını
düşünüyorlar.
ü Sigortacılık
işi ile uğraşıyorsunuz. Sektörü değerlendirmenizi istesek ne söylersiniz?
Nehir Çakar: Devlet özel sigorta fiyatlarını serbest bıraktı.
Bu yüzden büyük sıkıntılar yaşıyoruz.
Herkes ayrı fiyat veriyor ve bu durum müşteri kayıplarına neden oluyor.
Sigorta fiyatlarının sabitlenmesi gerektiğini düşünüyorum. Bir tarafta 500
liraya sigortalı olmak varken, insanlar neden 1000 liraya sigorta yaptırsın.
Devlet bu fiyatlara bir standart getirirse sektör için daha iyi olacağı
kanaatindeyim.
ü Türk Milliyetçiliği
tanımlar mısınız?
Nehir Çakar: Milliyetçilik, vatanını, milletini, bayrağını
karşılıksız sevmek demektir. Bana göre ırk ve kan birliği dışında kültürel
bütünlüktür. Kısa ve özetle millet, kan veya ırk birliği değil; kültür ve
mensubiyet birliği demektir. “Türküm” diyen herkes Türk’tür. Her vatansever insanımızın
taşıması gereken duygular anlamında, bu ülkenin başarılarıyla sevinen,
üzüntüleriyle üzülen ve bu topraklar üzerinde yaşamanın şerefini, hassasiyetini
iliklerine kadar sindirmektir Türk Milliyetçiliği? Göklerde uçak kendi uçağı
ile denizlerinde yüzen kendi gemisi ile bacaları tüten kendi fabrikaları ile
askerlerinin kullandığı kendi silahları ile övünmektir Türk Milliyetçiliği.
Türk Milliyetçilerinin dün olduğu gibi bugün de benimseyip savundukları
milliyetçilik tanımı ve milliyetçilik anlayışı budur.” Türk Milliyetçilik
aslına sahip çıkmaktır, Türkçülüğü ön plana çıkartmak demektir, benim gözümde.
Atatürk’ün ‘Ne Mutlu Türküm Diyene’
sözünü düstur kabul ederek, milli duygularımıza sahip çıkmaktır. Milliyetçilik,
vatanını, milletini, bayrağını karşılıksız sevmek demektir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder