18 Nisan 2018 Çarşamba

SMM Sinan Hozer: “Edirne turizmin başkenti ama değeri bilinmiyor. Tarihi eserleri baltalamak konusunda üstümüze yok. Kaleiçi'ndeki evleri yenilemek, korumak Edirne insanının boynunun borcu… Bu şehre borcumuzu ödemek zorundayız.”

SMM Sinan Hozer: “Edirne turizmin başkenti ama değeri bilinmiyor. Tarihi eserleri baltalamak konusunda üstümüze yok. Kaleiçi'ndeki evleri yenilemek, korumak Edirne insanının boynunun borcu… Bu şehre borcumuzu ödemek zorundayız.”

·        SMM Sinan Hozer, Kırklareli-Vizeli, Trakya Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Fakültesinden mezun olduktan sonra Edirne’ye yerleşti. Edirne’de Serbest Mali Müşavirlik yapıyor, Trakya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsünde yüksek lisansa devam ediyor. Çevresinde iyi niyetli, çalışkan ve Türk Milliyetçisi birisi olarak tanınıp seviliyor…
ü  Bir mali müşavir gözüyle Edirne’deki ticari potansiyeli değerlendirir misiniz? Buradaki Turizm Potansiyeli ne durumda?
SMM Sinan Hozer: Edirne’nin tarihi eser bakımından başkent olmaması için hiçbir sebep yok. Turizmi bu şehrin insanı baltalıyor. Kaleiçi evleri yok olmak üzere. Safranbolu evlerinden hiçbir farkı olmayan Kaleiçi evlerini yakıp, yıkarak yok ettik biz. Tarihi köprü ve camilerimiz var. Bunların çoğunu bilmiyoruz ve tanıtamıyoruz. Mahalle aralarında gezerken tesadüfen bir tarihi eser ile karşılaşabilirsiniz. Tanıtım yapmak noktasında çok eksiğiz. İstanbul’un belirli noktalarına tanıtım stantları açarak, Edirne ve meşhurlarını tanıtabiliriz. İki bina arasında kalmış çeşmeler var Edirne’de. Tarihi eser baltalamak konusunda üstümüze yok. Kale içindeki evleri yenilemek, korumak Edirne insanının boynunun borcu… Bu şehre borcumuzu ödemek zorundayız. Kale içinde yeşil alana dönüştürmeye müsait çok alan var. Yeşil alanlar ağaçlandırılırsa, parklar ve eğlence alanları yapılırsa, sadece kale içindeki eski evler bırakılmak suretiyle çok daha fazla turist çekebiliriz. Turizmle alakalı yatırım da yapılmıyor şehrimizde. İnsanlar taşın altına elini sokmuyorlar; belediyeden, valilikten destek göremedikleri için.  Bir başka konu da Edirne’de geleneksel hale gelmiş olguları korumak bence. Edirne ciğeri geleneksel hale geldi ise bunun devamlılığını sağlamak zorundayız. Liseden itibaren gastronomi eğitimleri ile iyi ustalar yetiştirmek zorundayız. Yoksa geleneksel hale gelmiş olguları devam ettiremeyiz. Kırkpınar bile eskisi kadar ilgi görmüyor artık. Oradaki stat ve çevresini daha düzenli hale getirmek zorundayız. İsteyen istediği gibi kapıdan geçmemeli. Satıcılara da belirli bir nizam verilmeli ki panayır havasını ve coşkusunu insanlara yansıtıp, turist çekebilelim. Dönüp dolaşıp aynı yere geliyoruz. Tanıtım ve turizm konusunda kalifiye eleman noktasında çok eksiğiz.
ü  Bize Türk Milliyetçiliğini tanımlar mısınız?
SMM Sinan Hozer: “Bizim Türkiye ve Türklük anlayışımız, ırkçılığı reddeder. Bizlere göre millet, kan veya ırk birliği değil; kültür ve mensubiyet birliği demektir. “Türküm” diyen herkes Türk’tür. Türkiye’de milliyetçiliğin ne anlama geldiğini herkesin bilmesi gerekiyor. Her vatansever insanımızın taşıması gereken duygular anlamında, bu ülkenin başarılarıyla sevinen, üzüntüleriyle üzülen ve bu topraklar üzerinde yaşamanın şerefini, hassasiyetini iliklerine kadar sindirmektir Türk Milliyetçiliği? Göklerde uçak kendi uçağı ile, denizlerinde yüzen kendi gemisi ile, bacaları tüten kendi fabrikaları ile, askerlerinin kullandığı kendi silahları ile övünmektir Türk Milliyetçiliği. Türk Milliyetçilerinin dün olduğu gibi bugün de benimseyip savundukları milliyetçilik tanımı ve milliyetçilik anlayışı budur.” Türk Milliyetçilik aslına sahip çıkmaktır, Türkçülüğü ön plana çıkartmak demektir, benim gözümde. Atatürk’ün ‘Ne Mutlu Türküm Diyene’ sözünü düstur kabul ederek, milli duygularımıza sahip çıkmaktır. Türk Milliyetçiliği tek bir parti veya kurumun sahiplenebileceği kadar küçük bir kavram değildir. Türk Milliyetçiği bütün kurumların, bütün partilerin, bütün millet ve devletin sahiplenmesi gereken bir kavramdır.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder