Metin Keçeci: “Turizme destek markalaşma ile olur. Bizim markamız Keçecizade”
• Metin Keçeci, 1938 Yılında Safranbolu’da doğdu. Ailenin tek çocuğu idi. Keçecilik artık eski önemini kaybetmeye başladığından aile büyükleri onu şekerlemeci olarak yetiştirmeyi daha uygun buldular ve biri şekerleme, diğeri helva ustası iki kardeşin sahibi olduğu bir iş yerine çırak olarak verdiler. 16 yaşında usta oldu. Törenle ‘şed’ kuşatma merasimi yapıldı. Büyükler toplandı. Şerbetler ikram edildi. Herkesin eli öpüldü. Askere gidene kadar aynı işyerinde çalıştı. Askerden dönünce Karabük’te kendi iş yerini açtı. Üç yıl sonra işyeri sahibi dükkanın bulunduğu yere pasaj yapılmaya karar verdi. Pasajdan kendisine de dükkan verecekti. İnşaat aşamasındayken Araç Çayı’nın taşmasıyla inşaat alanı sular altında kaldı ve dükkanın teslim tarihi gecikti. Bu nedenle yeni bir yer arayışı içine girdi. İstanbul, Ankara gibi büyük şehirleri düşündü. Arayışına bir süre ara verdi. Metin amca, “Sonra nasip Edirne imiş.” diyor. Metin Keçeci ve ailesi Edirne'de yardımseverlikleri ile tanınıyorlar.
► Neden Edirne?
Metin Keçeci: O zamanlar Kapıkule gibi Türkiye’nin en büyük
sınır kapısına sahip olması, Edirne
merkezinin de ki dükkânların 24 saat çalışıyor olması, şimdiki gibi otoban olmadığı
için yolcuların Edirne’den geçmek zorunda olması gibi faktörler beni Edirne’ye
yönlendirdi. 1972 yılında 32 yaşımda iken Edirne’ye geldim. Şöyle bir
araştırdım, Saraçlar Caddesi’nde kiralık bir tek iş yeri vardı. Fakat kirası
çok yüksekti. Altından kalkılacak gibi değil. Karaağaç’ı gezdim. İki köprü
arasını gezdim. Hatta Meriç Köprüsü başındaki protokol evini bile inceledim
imalathane yapabilir miyiz diye, sadece duvarları vardı. Akşamüzeri uygun bir
yer bulamayınca dönmeye karar verdim. Bir düğmem kopmuş. Hemen karşıda terzi
var dediler. Terzi Mehmet Efendi. Yabancı olduğumuzu anlayınca; hayırdır,
ziyaret sebebinizi öğrenebilir miyim? diye sordu. Bizde anlattık tabii. Hükümet
Caddesi başında Ziraat Bankası sırasında devren kiralık bir iş yeri var; bir de
oraya bakın dedi. Baktık, emekli polis Hüseyin Efendi nerede ise boynuma
sarılacak. Sizi Allah mı gönderdi, dedi. Meğer kirayı çıkaramıyormuş,
devretmeye adam arıyormuş. Devir konusunda anlaştık. Mal sahibi ile de kirada
anlaştık. Ödememizi yaptık, Edirne’den ayrıldık.
İki
oğlum var: Tevfik ve Tayfun. Tevfik, meslekte yetişti. Usta oldu. Tayfun,
işletme okudu. Okul bitince; ‘Dışarıda iş aramayayım, şube açalım.’ dedi.
Edirne’de 7 Şubemiz ve 7 satış noktamız var, Türkiye’nin çeşitli yerlerinde satış
noktalarımız var. Lokum ve badem ezmesine güvenerek geldik ama daha sonra
kurabiye çeşitleri ve %100 gerçek çikolata kaplama ürünlerin imalatına girdik. Bu
ürünlerimizde çok tutuldu. Tahin helvası imalatımız zaten açılıştan beri var.
Şimdi önümüzde yeni ürünler, yeni projelerimizi Havsa yolu üzerinde Trak
Depolarında ki yeni imalathanemizde gerçekleştirmeye devam edeceğiz.
► Bir nokta da turizm sektöründe iş
yapıyorsunuz. Edirne turizminin daha da gelişmesi, Edirne’ye daha fazla turist
gelmesi için ne yapmak gerekiyor?
Metin Keçeci: Büyükbabamın bana nasihatidir. Şöyle derdi: ‘El adama sermaye olur, yeter ki
sen dürüst ol!’ Bu şekilde çalışan kişi, işinde mutlu olur, yorulmaz. Esnaf,
işyerinde ölür derler. Ben Pazar günlerini evde zor geçiriyorum. İmalathaneye
muhakkak uğrar, kontrol eder, yeni imal edilenleri tadarım. Her şeyi devletten
beklememek lazım. Önce biz ne yapabiliriz düşünüp harekete geçersek kamu kurum
ve kuruluşların girişimlerimizi görüp destek verdiğine şahit oluruz. Bizlerden
alış veriş yapan kişilere kesinlikle müşteri gözü ile bakmayalım. Onlar müşteri
değil, misafirimiz ve Edirne’mizi en iyi tanıtacak turizm elçimizdir. Edirne’de
turizmi olumsuz yönde etkileyecek sorunlar yok mu? Tabi mutlaka var. Tuvalet,
otopark, konaklama, tarihi ve turistlik yerlerin restorasyonu gibi birçok
sorunu dile getirebiliriz. Lakin şunu da
unutmamak gerekir herşeyin birden çözüme ulaşmasını beklemek hayalcilik olur.
Edirne de bulunan bütün kurum ve kurulular sorunlara çözüm bulmak için
çalışıyorlar. Zaman içinde çalışmaların netice vereceğine eminim. Son olarak
şunu söyleyebilirim turizme destek markalaşma ile olur. Bizim markamız
Keçecizade
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder