Reyhan
Özel: “•
Edirneli Edirne’yi
pasif hale getiriyor. En büyük sorun belediyeyi yönetenler ve politikaları. Edirne
hakkında konuşurken önce insanımız hakkında birkaç kelam edeyim. Burada yoğun
olarak gördüğüm ve rahatsız olduğum bir durum var. Maalesef Edirne insanında
birliktelik, dayanışma ve yardımlaşma gibi kavramlar oldukça eksik. Dayanışma
ruhundan uzak bir toplum yapısı mevcut. İnsanlar birbirine yardım etmek yerine
birbirlerinin ayağını kaydırmak için çalışıyor. Edirne insanının Edirne eğitimi
alması gerekiyor.
•
Edirne’yi yönetenler
halka hizmet için değil, kendilerine hizmet için makam koltuklarına
oturuyorlar.
•
Devletimiz aciz değil. Sadece bazı noktaları uyuşturulmuş durumda.
•
Belediye Başkanı ve Belediye meclis üyeleri, bu kritik görevlerde bulunan
insanlar işinin ehli olmak zorunda. Turizmden, tarihten, imar ve şehircilikten
anlayan insanlar bu görevlere getirilmediği için şehrimiz zarar görüyor.”
![](https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh55sHPSzDMARlt9uAoJdCJFj_ckhvTM_hS2aUQSv7wOD5GryQfdV2NbP3CYT8Ge3egzE4da-xrOB7T65WKiBIZQxI-QmaKF2y5rhnIproSA9fXS7jyh2xp6AHGpRWJhEiQYuclR-hBoBOT/s640/Reyhan+%25C3%2596zel+ve+Sava%25C5%259F+%25C3%2596zel.jpg)
Reyhan Özel ve Oğlu Savaş Anıl Özel
![](https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh55sHPSzDMARlt9uAoJdCJFj_ckhvTM_hS2aUQSv7wOD5GryQfdV2NbP3CYT8Ge3egzE4da-xrOB7T65WKiBIZQxI-QmaKF2y5rhnIproSA9fXS7jyh2xp6AHGpRWJhEiQYuclR-hBoBOT/s640/Reyhan+%25C3%2596zel+ve+Sava%25C5%259F+%25C3%2596zel.jpg)
•
Reyhan
Özel,
Çanakkale ilinin Lapseki ilçesinin Suluca Köyü doğumlu. 1973 yılından beri 45
yıldır Edirne’de yaşıyor. Askerlik dönüşünde ilk atandığı yer Edirne Gazi Mihal
Sağlık Ocağı sağlık memurluğu oldu. Bir süre sonra oradan istifa ederek, SSK’ya
geçti. Anestezi kursuna katılıp, anestezi teknisyeni unvanını aldı ve 1973
yılından 1983 başına kadar memuriyet hayatına 10 yıl boyunca SSK hastanesinde,
anestezi teknisyeni olarak devam etti. Daha sonra istifa ederek serbest olarak
sünnetçilik yapmaya başladı. Şimdi ki adı ile Aşiyan Sünnet Sarayı ve Düğün
Salonunu kiralayarak, tesis yaptı. Daha sonra ki yıllar birikimlerine baba
mirasını da ekleyerek burayı satın aldı.
► 45
yıldır Edirne’de yaşayan bir vatandaş olarak Edirne hakkında neler söylemek
istersiniz?
Reyhan Özel:
Ben de 45 yıldır burada yaşadığım, Edirne’ye Edirne’de doğandan fazla sahip
çıktığım Edirneliyim. Zaten doğduğum yer Çanakkale kültür olarak Trakya
bölgesine çok yakın. Hepimiz aynı toprağın çocuklarıyız. Edirne hakkında
konuşurken önce insanımız hakkında birkaç kelam edeyim. Burada yoğun olarak
gördüğüm ve rahatsız olduğum bir durum var. Maalesef Edirne insanında
birliktelik, dayanışma ve yardımlaşma gibi kavramlar oldukça eksik. Dayanışma
ruhundan uzak bir toplum yapısı mevcut. İnsanlar birbirine yardım etmek yerine
birbirlerinin ayağını kaydırmak için çalışıyor. şehrin birçok insanında hasetlik
ve fesatlık had safhada. Karşımızdaki insanlar başarısız olsun da bir tekme de
biz vuralım kafa yapısı var. Şehrimizde kentleşme adına da büyük sorunlar
yaşanıyor. 45 yıldır buradayım. İnsanlar hala kentte yaşamanın bilincinde
değil. Kenti yönetenler de hizmet etmeyi beton bina dikmekten ibaret görüyor!
► Edirne’de
eksik gördüğünüz noktalar ve çözüm önerileriniz nelerdir?
Reyhan Özel:
Edirne’de üretime yönelik bir yatırım yok. Ben Edirne’ye geldiğimde Kapıkule’de
3-4 fabrika vardı. Geçen yıllarda olanların kapandığı gibi, bir tane bile yeni fabrika
açılmadı. Edirneli Edirne’yi pasif hale getiriyor. En büyük sorun belediyeyi
yönetenler ve politikaları. Bir hayalim var. Tabi gerçekleşmesi mümkün değil
ama sorduğunuz için söylemek isterim. Diyelim ki altı aylığına Edirne’yi
boşalttık. Burada yaşayan insanları Doğu Anadolu’da ve Karadeniz bölgesinde bir
yerlere gönderdik. Doğu Anadolu’da veya Karadeniz’de yaşayan insanları da
Edirne’ye getirdik, yerleştirdik. Altı ay sonra buraya dönen Edirneliler şehri
tanınmaz halde bulur. Şehrin ne kadar geliştiğine şahit olurlar. Evet, şunu
vurgulamak istiyorum sorun bu şehrin insanında. Bu işin temel kaynağı da
eğitimdir. Edirne insanının Edirne eğitimi alması gerekiyor. Bu şehir gerçekten
çok güzel. Buradan kısa süreliğine de ayrılsanız, özlüyorsunuz. O zaman neye
sahip olduğunuzu anlıyorsunuz. Tarih boyunca, Roma döneminden bu tarafa Edirne
yıldızı parlayan bir kenttir. Ancak son dönemde belediyecilik faaliyetleri bu
şehrin yıldızını söndürdü. Örnekler vererek anlatmaya çalışayım. Binevler bölgesinde,
Baca diye tabir ettiğimiz bölgede kanalın üzerine lastik kaplama yol yaptılar.
Gayet güzel oldu, halkta sahiplendi. Vatandaş sabah akşam yürüyüş yapıyor.
Yürüyüş yolun olduğu yere merdivenler yapılmış. En kötü, hiç işten anlamayan
bir ustaya bile merdiven yap deseniz, o şekilde bir merdiven yapmaz! Bu
merdiveni yapanların başında en azından teknisyen düzeyinde bir insan yok mu?
Bu noktada Kocasinan ve Fatih Mahallesi muhtarlarını devreye sokarak merdiveni
kullanılır hale getirdik. Ama yaptırana kadar üç ay geçti. Bahsettiğimiz
bölgeler, Edirne’de CHP’ye yüksek oranda oy çıkan yerler. Size her belediye
seçiminde destek olan insanlara reva gördüğünüz belediyecilik bu mu? Yine aynı
bölgede bulunan havuzun sularının tekrar aktif konuma gelmesi için aylarca uğraştık,
yetkililer ile konuştuk. Nihayetinde Belediye Başkanı bizim söylememiz ile park
ve bahçeler müdürlüğünü arayarak sorunu çözdü. Demek ki belediye başkanı ve
yanında çalışanlar o bölgeden hiç geçmiyorlar. İlla ki bizim söylememiz
gerekiyor! Bacanın pisliğini gölgeleyen bir havuzun bütün yıl suyu akmıyor.
Sonra da oturdukları yerden belediyecilik yaptıklarını iddia ediyorlar.
Edirne’nin üç tane mabedi var. Biri Selimiye, diğeri Kapıkule, diğeri de
Söğütlük. Her hafta sonu onlarca otobüs geliyor, şehrimiz ziyaret ediliyor. Ama
gelenler rezil bir durum ile karşılaşıyorlar. İnsanlar söğütlük bölgesine
gittiklerinde çerçöp ile karşılaşıyor. Her taraf pislik içerisinde. Zorla, ite
kaka, her gün konuşarak o bölgenin temizlenmesi için baskıda bulunmamız neticesinde,
Söğütlük bölgesinin tam manasıyla olmasa da temizlenmesi bizleri mutlu etti.
Ama bunu belediyenin başarısı olarak değil, benim gibi sıradan vatandaşların
baskı yapmasının verdiği olumlu netice olarak görmekteyim. Kaleiçi semtine
bakın, ne hale getirdiler. Saat dokuzdan sonra yürümek mümkün değil, evine
gitmek mümkün değil. Biri suç işlese, suç işleyeni bulmak mümkün değil. Çünkü
suçu işleyenler yabancı. Bu noktada devletin Suriye politikasını da yanlış
buluyorum. Eğer Suriyeliler on beş gün, bir ay memleketlerine gidip, tatil
yapabiliyorsa, o zaman artık onları misafir etmemize ne gerek var?
Memleketlerine dönsünler. Bizim insanımız aç iken, misafirperverliğin fazlası
bize zarar verir. Kadın, çocuk, yaşlı masumlar kabulümüz ama ya diğerleri?
Onlar plajlarda sefa sürerken, biz onların memleketinin toprağında savaşıyoruz!
Kaleiçi’ndeki evlerin durumu da içler açısı. Bu tarihi eserleri vatandaşın
yenilemesi pek mümkün değil. Maliyet çok yüksek. Vatandaş yapamaz ise, devlet
bu işe el atmalı. Evler satın alınarak, restorasyonu yapılmalı. Bu mudur tarihi
esere verilen değer? Hem evleri satın alanlara yardım etmeyip, yıldıracaksınız
hem de taşın altına elinizi sokmayacaksınız. Devletimiz aciz değil. Sadece bazı
noktaları uyuşturulmuş durumda. Demem o ki imkanı olan vatandaşlar ve evlerin
sahipleri ile ortak projeler geliştirilerek Kaleiçi bölgesindeki evlere sahip
çıkmak zorundayız. Politika yapacak insanların önce kendi sorunlarını çözmeli, en
azından askari hale getirmiş olmalı. Politika halk için yapılmalı, kendi
menfaatin için yaparsan, kendine de, halka da zarar verirsin. Edirne’yi
yönetenlerde bu dediğim sorunu en net biçimde görüyoruz. Edirne’yi yönetenler halka
hizmet için değil, kendilerine hizmet için makam koltuklarına oturuyorlar.
Bakkal, manav, kasap… Belediye meclis üyesi seçiliyor. Tabi ki küçümsemiyorum.
Demokrasiye de saygılıyım ama bu adamlar imar komisyonda, turizm
komisyonlarında görev alıyorlar. Bakkal, manav, kasap ne anlar turizmden,
imardan? Belediye Başkanı ve Belediye meclis üyeleri, bu kritik görevlerde
bulunan insanlar işinin ehli olmak zorunda. Turizmden, tarihten, imar ve
şehircilikten anlayan insanlar bu görevlere getirilmediği için şehrimiz zarar
görüyor. Biz de en küçük bir sorunun çözülmesi için dahi aylarca beklemek zorunda
kalıyoruz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder