Zarif Bakan: “Bulgar ve Yunan turistler,
Edirne’nin zenginleşmesi açısından çok önemli.”
![]() |
Börekçi Zarif Bakan |
Zarif Bakan, Türk Milliyetçisi, yardımsever
dürüst kişilik sahibi. Karslı, Kürt bir ailenin çocuğu. 12 yaşında İstanbul’da
inşaat işinde çalışan ailesinin yanından ayrılarak Trakya’ya ayakbastı. Önce
Babaeski’ye geldi. Bir süre çiftlik işinde çalıştıktan sonra Lüleburgaz’da
çorbacıda iş buldu. Sonra Lüleburgaz’daki Börekçi Mustafa’nın dükkânında
çalışmaya başladı. Börekçilik macerası böyle başladı. Devamını kendi ağzından
dinleyelim.
ü Zarif Bakan:
Burada garson olarak başladıktan sonra imalat bölümüne geçiş yaptım. Kısa bir
süre sonra imalat bölümünde tek başıma çalışmaya başladığımda küçük bir
çocuktum ve tek başıma dükkânın böreklerini ben yapmaya başladım. Oradan
ayrılıp başka bir börekçide çalıştım. Sonra Edirne maceram başladı. Bugün
Saraçlar Caddesindeki Balık Pazarının aşağısında bulunan Final Pastanesi o
günün Kısmet Pastanesi. Mümin İriş tarafından açılan Kısmet Pastanesinde
çalışmaya başladıktan sonra Edirne günlerim başladı. Kısa bir süre sonra
evlendim, 90’lı yıllarda seyyar olarak börekçilik yapmaya başladım. Tezgâhımı yasal olarak kurmuş olmama rağmen
çok büyük sıkıntılar çektim. Edirne’de birçok esnaf arkadaş beni emniyete
şikâyet etti, yasal da olsa seyyar olarak börek satmam istenmedi. Evimin
önünden seyyar arabam çalındı, çeşitli baskılara maruz kaldım ama yine de
yılmadım. Nihayetinde Edirne’de bir dönem seyyar satıcılık yasaklandı. Bir süre
sonra Saraçlar Caddesi’nde bir dükkân kiralayarak börekçiliğe devam ettim.
Sonrasında bugün hizmet verdiğimiz dükkânı satın aldım ve 90’lı yıllardan beri
burada Edirne halkına hizmet ediyoruz. Geçmişimi hiçbir zaman unutmadım. Seyyar
satıcılıktan geldiğim için fakir-fukarayı hiçbir zaman unutmadım. Elimden
geldiğince insanlara yardım etmeye, ellerinden tutmaya çalışıyorum. Geçmişimle
gurur duyan bir insan olduğum için, nerden geldiğimi unutmadığım için fakirin
hakkını gözetmeye devam ediyorum.
·
Türk
Milliyetçiği nedir sizce? Tarif eder misiniz?
ü Zarif Bakan: Türk
Milliyetçiliği her şeyden önce toprağa saygıdır. Toprağına, vatanına, milletine
sevgi ile saygı ile bağlı olmaktır Milliyetçilik. Ben Karslı olsam da Edirne’de
ekmek yiyen birisi olarak söylüyorum: Burasını vatan bildim çünkü Edirne’den
Kars’a kadar bu memleketin toprağını, insanını seviyorum. Şüphesiz ki Edirne’den
memleketim olan Kars’a gittiğimde de orada ayrımcılık görüyorum. Onların
hemşerisi olmama rağmen, dışarıdan geldiğim için bazı insanların
ötekileştirmesine maruz kalıyorum. Edirne’de sen Karslısın Kürtsün diye
ötekileştiriliyorum. Yani sadece ayrımcılık bir yerde yapılıyor demek doğru
değil. Doğduğumuz ve doyduğumuz toprağa, insana katkı vermek, gerekirse o
toprak için ölmek bizim boynumuzun borcu ve milliyetçiliğimizin gereği.
·
Edirne
Turizmini değerlendirmenizi söylesem ne söylersiniz?
ü Zarif Bakan: Son
dönemlerde iki Yunan askerinin sınırımıza izinsiz girmesi ve sonrasında
yaşananlardan ötürü Yunan halkı Edirne’ye daha az gelir oldu. Bu da elbette
turizmi etkiliyor. Bulgar ve Yunan turistler, Edirne’nin zenginleşmesi
açısından çok önemli. Bu turistlerin sayısını arttırmamız gerekiyor. Burada
esnafa büyük görev düşüyor. İğneyi kendimize batırıp, Edirne’ye neden eskisi
kadar yabancı turist gelmiyor sorusunu sormamız gerekiyor. Yabancı turistlere
daha çok ilgi, alaka, güler yüz göstermek zorundayız ki tekrar Edirne’ye gelip
bizi tercih etsinler. Biz gıda işi yapıyoruz. Gıda işinde en önemli unsur
hijyen… Zarif Börekçilik olarak en çok buna dikkat ediyoruz. Esnaf
arkadaşlarımızın da turistleri çekmek için hem hijyen konusuna hem sunum
konusuna dikkat etmesi gerekiyor. Yolda yürüyüşümüzden, çöp atmaya, müşteri ile
diyaloğumuza kadar her şeye dikkat etmemiz gerekiyor ki Edirne turizmi
gelişsin.
·
Edirne
Turizminin Gelişmesi Açısından Neler Yapılabilir?
ü Zarif Bakan: Evvela
çarşıdaki dükkânların bir örnek olması gerektiğini düşünüyorum. Dükkânların dış
cepheleri aynı olursa derli-toplu, düzenli ve güzel bir görüntü ortaya
çıkacaktır. Ayrıca dükkanlara Edirne ruhuna uygun, belki Osmanlı motifleri ile
süslenmiş nostaljik bir hava verilir. Bu da dükkânların daha çok turist
çekmesini sağlar. Hatta bizim de dükkânımızın olduğu Çilingirler Çarşısı olarak
tabir edilen ve sağlı sollu dükkânlardan oluşan çarşının üstü kapatılabilir.
İstanbul’daki Kapalıçarşı gibi yapılırsa, bu dar cadde çok daha işlek hale
gelir. Böylece esnaf arkadaşlar dışarıya masa da atar ve daha çok turist çekmiş
oluruz.