12 Mart 2018 Pazartesi

Mustafa Suiçmez: “En büyük eksiğimiz proje çıkartamamak.”

Mustafa Suiçmez: “En büyük eksiğimiz proje çıkartamamak.”

·                  Mustafa Suiçmez, 1960 yılında Edirne’nin Orhaniye köyünde doğdu. Tarım ve hayvancılık ile uğraşıyor. İşin mutfağında yetişti, kendini bildiğinden beri tarım ve hayvancılık yapıyor. 2008 yılındaki kongreden bu yana da Edirne Süt Üreticileri Birliği Başkanlığı görevini yürütüyor. Geçim kaynağım tarım ve hayvancılık. Kendi işletmesinde bu iki işi de yürütmeye çalışıyor. İnsanlara ve üreticilere faydalı olmak için elimden geleni yapmaya çalışıyor. “Üreticinin sorunu benim sorunum demektir. Bu yüzden sorunları çözmek için elimizden geleni yapıyoruz. Çözemezsek de sesimizi duyurabildiğimiz makamlara sorunları aktarıp, üreticinin derdine derman olmaya çalışıyoruz.” diyor.
ü    Türkiye’de tarım ve hayvancılığın durumunu genel manada değerlendirmenizi istesem neler söylersiniz?
Mustafa Suiçmez: Sınırların öbür tarafında, Balkanlara geçtiğinizde Türkiye’de tarım ve hayvancılık konusunda durumun hiç de fena olmadığını görürsünüz. Oradaki üreticiler ile kıyasladığınızda Türkiye’nin güçlü bir ülke olduğunu görebilirsiniz. 2007 yılında yıllık 7-8 milyon ton süt üretimi yapan bir ülke idik. Bugün 25 milyon tonları konuşuyoruz. Bu bir başarıdır. Hayvan sayısında bir artış görünmese de hayvan kalitesi anlamında ciddi bir noktaya gelindiğini görmekteyiz.
ü    Genç nesil hayvancılık yapmaya yönlendirilmeli mi? Bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Mustafa Suiçmez: Tarım Bakanlığının öncelikli politikalarından birisi gençlere hayvancılığı sevdirmek, hayvancılığı teşvik etmek. Geçtiğimiz yıllarda genç çiftçi projesi uygulanmaya başlandı hala da devam ediyor. 2018 yılında da kadınların sigortalarının kendi işletmelerinde devlet tarafından ödenmesi söz konusu. Bugün sıfır faizli krediler verildiğini görmekteyiz. Ancak en büyük eksiğimiz proje çıkartamamak. Proje üretmek zorundayız. Arazisi büyük olmayanlar illa ki büyükbaş ya da küçükbaş hayvancılığı ile uğraşacak diye bir kural yok. Farklı alanlara yönelebilirler. Seracılık ve kanatlı hayvan üretimine yönelmekte para kazandıracak bir yöntemdir. Tarım Bakanlığı bu alanlarda da genç yatırımcılara destek veriyor, ciddi teşvikler var. Genç girişimciler ne yapacağına karar verdikten sonra proje üretmeliler.
ü    Kooperatifçilik desteklenirse tarım, hayvancılık ve ziraat konusunda daha ileri gidilebilir mi?
Mustafa Suiçmez: Şahıslar öncelikle bağlı bulundukları kurumlara sahip çıkmalılar. Birlikten kuvvet doğar. Muhakkak kooperatifçilik ile tarım ve hayvancılık konusunda mesafe alınabilir. Kooperatifçilik ile pazarlama ve üretim anlamında yeni gelişmeler olabilir.  Girişimci ruh ve organizasyon en büyük eksiğimiz. Bunu burada tarım ve ticaret borsaları yaparsa, İstanbul’un gıda ihtiyacını biz karşılarız ve İstanbul’u biz doyururuz. Bugün Edirne haline İstanbul’dan mal geliyor. Bu şapkamızı önümüze koyup düşünmemiz gereken bir konu. Bu manada dediğiniz gibi kooperatifçilik çok önemli. Burada Sivil Toplum Kuruluşları ve borsalar güçlü bir koordinasyon kurarsa Edirne tarım açısından çok ileri gider; çünkü tarım arazilerimizin yüzde yüzü sulanabilir durumda. Tarım ile uğraşanların kafasındaki soru şudur: Ektiğimi kime satacağım? İşte bu noktada kooperatifçilik ve pazarlama organizasyonu devreye giriyor. En büyük sıkıntımız budur. Üniversitede bu organizasyonun içerisinde yer almak zorunda. Üniversitedeki akademisyenler bu işe kafa yormalı. Edirne insanı çalışkandır, üretim sorunu asla yaşamaz. Biz birlik olarak kendi işimizi gerçekleştirdik. Üstümüze düşen vazifeyi yerine getirdik. Türkiye’nin en kaliteli sütü bugün Edirne’de üretilmekte. Fiyatlarda yaşadığımız sıkıntıları da atlatmak üzereyiz. Kısa zamanda da iyileştirmeler bekliyoruz. Edirne’de çok kaliteli peynir de üretilmekte ama az önce bahsettiğim organizasyon eksikliği yüzünden peynir konusunda markalaşamadık. Ezine peynir konusunda bunu başarmıştır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder