·
Mustafa Suiçmez, 1960 yılında
Edirne’nin Orhaniye köyünde doğdu. Tarım ve hayvancılık ile uğraşıyor. İşin
mutfağında yetişti, kendini bildiğinden beri tarım ve hayvancılık yapıyor. 2008
yılındaki kongreden bu yana da Edirne Süt Üreticileri Birliği Başkanlığı
görevini yürütüyor. Geçim kaynağım tarım ve hayvancılık. Kendi işletmesinde bu
iki işi de yürütmeye çalışıyor. İnsanlara ve üreticilere faydalı olmak için
elimden geleni yapmaya çalışıyor. “Üreticinin sorunu benim sorunum demektir.
Bu yüzden sorunları çözmek için elimizden geleni yapıyoruz. Çözemezsek de
sesimizi duyurabildiğimiz makamlara sorunları aktarıp, üreticinin derdine
derman olmaya çalışıyoruz.” diyor.
ü Türkiye’de tarım ve hayvancılığın durumunu genel manada
değerlendirmenizi istesem neler söylersiniz?
Mustafa Suiçmez: Sınırların öbür tarafında, Balkanlara
geçtiğinizde Türkiye’de tarım ve hayvancılık konusunda durumun hiç de fena
olmadığını görürsünüz. Oradaki üreticiler ile kıyasladığınızda Türkiye’nin
güçlü bir ülke olduğunu görebilirsiniz. 2007 yılında yıllık 7-8 milyon ton süt
üretimi yapan bir ülke idik. Bugün 25 milyon tonları konuşuyoruz. Bu bir
başarıdır. Hayvan sayısında bir artış görünmese de hayvan kalitesi anlamında
ciddi bir noktaya gelindiğini görmekteyiz.
ü Genç nesil hayvancılık yapmaya yönlendirilmeli mi? Bu konuda
ne düşünüyorsunuz?
Mustafa Suiçmez: Tarım Bakanlığının öncelikli
politikalarından birisi gençlere hayvancılığı sevdirmek, hayvancılığı teşvik
etmek. Geçtiğimiz yıllarda genç çiftçi projesi uygulanmaya başlandı hala da
devam ediyor. 2018 yılında da kadınların sigortalarının kendi işletmelerinde
devlet tarafından ödenmesi söz konusu. Bugün sıfır faizli krediler verildiğini
görmekteyiz. Ancak en büyük eksiğimiz proje çıkartamamak. Proje üretmek
zorundayız. Arazisi büyük olmayanlar illa ki büyükbaş ya da küçükbaş
hayvancılığı ile uğraşacak diye bir kural yok. Farklı alanlara yönelebilirler.
Seracılık ve kanatlı hayvan üretimine yönelmekte para kazandıracak bir
yöntemdir. Tarım Bakanlığı bu alanlarda da genç yatırımcılara destek veriyor,
ciddi teşvikler var. Genç girişimciler ne yapacağına karar verdikten sonra
proje üretmeliler.
ü Kooperatifçilik desteklenirse tarım, hayvancılık ve ziraat
konusunda daha ileri gidilebilir mi?
Mustafa Suiçmez: Şahıslar öncelikle bağlı bulundukları
kurumlara sahip çıkmalılar. Birlikten kuvvet doğar. Muhakkak kooperatifçilik
ile tarım ve hayvancılık konusunda mesafe alınabilir. Kooperatifçilik ile
pazarlama ve üretim anlamında yeni gelişmeler olabilir. Girişimci ruh ve organizasyon en büyük
eksiğimiz. Bunu burada tarım ve ticaret borsaları yaparsa, İstanbul’un gıda
ihtiyacını biz karşılarız ve İstanbul’u biz doyururuz. Bugün Edirne haline İstanbul’dan
mal geliyor. Bu şapkamızı önümüze koyup düşünmemiz gereken bir konu. Bu manada
dediğiniz gibi kooperatifçilik çok önemli. Burada Sivil Toplum Kuruluşları ve
borsalar güçlü bir koordinasyon kurarsa Edirne tarım açısından çok ileri gider;
çünkü tarım arazilerimizin yüzde yüzü sulanabilir durumda. Tarım ile
uğraşanların kafasındaki soru şudur: Ektiğimi kime satacağım? İşte bu noktada
kooperatifçilik ve pazarlama organizasyonu devreye giriyor. En büyük sıkıntımız
budur. Üniversitede bu organizasyonun içerisinde yer almak zorunda.
Üniversitedeki akademisyenler bu işe kafa yormalı. Edirne insanı çalışkandır,
üretim sorunu asla yaşamaz. Biz birlik olarak kendi işimizi gerçekleştirdik.
Üstümüze düşen vazifeyi yerine getirdik. Türkiye’nin en kaliteli sütü bugün
Edirne’de üretilmekte. Fiyatlarda yaşadığımız sıkıntıları da atlatmak üzereyiz.
Kısa zamanda da iyileştirmeler bekliyoruz. Edirne’de çok kaliteli peynir de
üretilmekte ama az önce bahsettiğim organizasyon eksikliği yüzünden peynir
konusunda markalaşamadık. Ezine peynir konusunda bunu başarmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder