Av. Mete Türkay: “Edirne’nin en büyük sorunu Edirnelilerin
Edirne’ye sahip çıkmamasıdır.”
· Av. Mete Türkay 1978 doğumlu. 1994 yılından beri Edirne’de yaşıyor. Babasının Edirne’de Ağır Ceza Hakimi olmasıyla Edirne’de yaşamaya başlanmış. 2004 yılında eşi Av. Neslihan Özkan Türkay ile evlendikten sonra Edirne’de yaşantısını devam ettirmeye karar vermiş. 2010’dan beri Edirne Barosunda görev çeşitli görevlerde aktif rol alıyor. Üç dönem yönetim kurulu üyeliğinden sonra, son dönemde de baro başkan yardımcılığını görevinde bulundu. Bu dönemde de Türkiye Barolar Birliği delegesi olarak görevini sürdürüyor. Atatürkçü Cumhuriyetçisi ve Türk milliyetçisi vatanının, toprağını, bayrağını seven bir kişiliği var.
ü Hukukçu bir aileden geliyorsunuz. Edirne’de yaklaşık olarak
400 avukat bulunmakta. Bu sayının Edirne’ya fazla olduğunu düşündüğümüzde neden
burada avukatlık yapıyorsunuz? İstanbul’da ya da başka yerlerde daha iyi
şartlarda mesleğinizi devam ettirebilirsiniz. Edirne’de sizi cezbeden nedir?
Av. Mete Türkay: Büyük şehirde yaşamanın getirisi kadar
götürüsü de çoktur. Büyük şehirlerde yaşamak maddi olarak daha zor. Ev
kiralarını göz önüne getirin. Kazandığınız para Edirne’de daha değerli.
Avukatlık mesleğini gerektiği gibi icra edip, arta kalan zamanlarda hukukla
alakalı gelişmeleri takip edebilmek adına Edirne çok güzel bir şehir.
Mesleğimizi gönlümüzce devam etiriyoruz. Aslında az evvel söylediğiniz 400
avukat rakamı fazla değil desek doğru olur. Değişen yasalar dolayısıyla
avukatlarda iş kaybı çok daha fazla oldu. CMK’larda yapılan değişiklikler ile
arabuluculuk mesleği hayatımıza girdi. Uzlaşma usulünün de yasalar ile
hayatımıza girdiğini gördük. Onun dışında veraseti artık noterler veriyor.
Bunlardan dolayı para kazanamıyoruz. İnsanların alım gücü de çok düştü.
Ekonomideki zayıflamadan dolayı kazanç kaybı oldu. Paramızın değerinin azaldığı
ortada.
ü Edirne’nin tarihi ve kültürel değerlerini nasıl
değerlendirirsiniz? Burada kalmanızda bu değerler cezp edici oldu mu?
Av. Mete Türkay: Edirne’nin taşı toprağı tarih bir
defa. Edirne’nin kızları Selimiye Cami’nin minaresini görene kadar uzağa gider
derler. Hanım Edirneli olunca biz de Edirne’ye sevgimizden cami minaresinden
uzaklaşamadık. Edirne’nin rahat bir şehir olması, genel suç oranının düşük
olması, sosyal olarak insanın kendisine vakit ayırabilmesi Edirne’yi mutlu
yaşanır bir şehir haline getiriyor.
ü Edirne’nin daha iyi olması için neler yapılabilir?
Av. Mete Türkay: Edirne’nin çok ciddi bir altyapı
sorunu var. Ancak bu yüklü maliyet gerektiren bir iş, hemen yapılamıyor. Halkın
da bu noktada sabırlı olması gerekmekte. Türkiye’nin genel sorunu budur. Edirne
ile ilgili uzun vadeli düşünüp, doğru yatırım yapmak gerekli. Bu şehre sanayi
gelmeli. Ama Edirneliler gerekli ilgi alakayı gösterebilecek mi? Bu önemli bir
soru olarak karşımıza çıkıyor. Edirne’nin bakir kültür yapısının bozulmaya
uğramaması gerek yoksa altyapı olarak Çorlu gibi bir şehir olmaya başlarız.
Bununla beraber suç oranı artmaya başlar. Edirne’nin en büyük sorunu
Edirnelilerin Edirne’ye sahip çıkmamasıdır. Edirne gibi milli ve manevi
değerlerini çok düzgün yaşayan bir şehirde daha fazla sahiplenme gerekiyor.
Edirne’deki sorunların hepsinin tespit edilip, hepsine bir sabırla eğilmek
gerekiyor.
ü Edirne’ye 3.600.000 turist geliyor. Ama bu gerçek rakam
değil. Kapıkuleden geçenleri turist diye sayıyorlar. Bunları Edirne’ye çekmek
için ne yapmak gerekiyor?
Av. Mete Türkay: Gerekli yol düzenlemelerini yapmaya
başlamak gerek öncelikle. Yol planlaması yapılmalı. Edirne’ye şehre girişi
gösteren bir giriş kapısı yapılması gerekmekte. Böylelikle esnafta
kazanacaktır. Şehre gelen turistler Edirne’yi tanırken, esnaflarımız da daha
çok para kazanacaktır. Kapıkule’de antrepolar kurulması da önemli bir seçenek.
Oradan gelen tırlar burada bırakılır, yapılacak ticaret buradan yapılır.
Dağıtım buradan olmalı, giriş buradan olmamalı. Böylelikle Edirne ticari açıdan
da gelişmiş olacaktır. Bu ticari güveni de sağlar. Kapıkuledeki geniş araziler
değerlendirilmek durumunda.
Biz tarihimizi sunamıyoruz.
Tarihimizi korumayı bilmiyoruz. Düzenlemeleri doğru yapamıyoruz. Düzeltmek restore etmek istediğiniz binaları
restorasyonu prosedür açısından çok zor. Bir çivi çakamıyorsunuz çünkü izin alamıyorsunuz.
Bu yüzden Kale içinde bulunan binalar atıl durumda kalıyor. Edirne turizmini
geliştirmenin yolu daha fazla reklam yapmak ve turları Edirne’ye yönlendirmek.
Buraya yalnızca Yunanistan ve Bulgaristan geliyor. Onlar da alışveriş için
geliyorlar. Bu durum değiştirilmeli. Meriç nehri ve Tunca nehri de
değerlendirilmeli. Meriç Avrupa’da olsa Venedik gibi olur. Buralar da turizm
açısından daha fazla değerlendirilmeli. Belediye, valilik ve sivil toplum
kuruluşları bu konuda ortak hareket etmek durumunda. Çiftçilerin, köylülerin
üretmeye başlaması da şart. Burada tarımın bu kadar zayıf olması düşünülmesi
gereken bir konu. Burası tarımın merkezi olmak durumunda. Halkın gelir seviyesi
yükselirse Edirne de yükselecektir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder