27 Mayıs 2018 Pazar

Memur Sen Konfederasyonu Büro Memur - Sen Edirne Şube Başkanı Memet Sait Ercan: “Nerede görev yaparsanız yapın, yaşadığınız sorunları gündeme getirmek, üst mercilere iletmek, çözüm yolları arayarak çözüme kavuşturmak ve hakkınızı aramak zorundasınız. Çoğu zaman kurumlarda yaşanan sorunların çözümü noktasında bilgi akışında aksaklıklar yaşanmaktadır. İşte tam bu noktada da sendikalar devreye giriyor.”


Memur  Sen Konfederasyonu Büro Memur - Sen Edirne Şube Başkanı  Memet Sait Ercan: “Nerede görev yaparsanız yapın, yaşadığınız sorunları gündeme getirmek, üst mercilere iletmek, çözüm yolları arayarak çözüme kavuşturmak ve hakkınızı aramak zorundasınız. Çoğu zaman kurumlarda yaşanan sorunların çözümü noktasında bilgi akışında aksaklıklar yaşanmaktadır. İşte tam bu noktada da sendikalar devreye giriyor.”

       Memet Sait Ercan, Büro Memur - Sen Edirne Şube Başkanı 28 yıldır Edirne’de yaşıyor. Kamu personeli maaş ve vergi sistemi ile ilgili deneyimleri var.  Bu konularda internet sitelerinde zaman zaman köşe yazıları yayınlanmıştır.  2013 yılında Büro Memur Sen Edirne Şube Başkanı seçildi. Halen bu görevi sürdürüyor, sendikal faaliyetler ile alakalı çalışmalar, incelemeler yapıyor.

ü  Neden Sendikalı Olmamız Gerekiyor?
Memet Sait Ercan: Nerede görev yaparsanız yapın, yaşadığınız sorunları gündeme getirmek, üst mercilere iletmek, çözüm yolları arayarak çözüme kavuşturmak ve hakkınızı aramak zorundasınız. Çoğu zaman kurumlarda yaşanan sorunların çözümü noktasında bilgi akışında aksaklıklar yaşanmaktadır. İşte tam bu noktada da sendikalar devreye giriyor.”
Ülkemizde sendikacılık yapılan anayasal ve yasal düzenlemeler sonucunda ve buna bağlı olarak elde edilen kazanımlar sonucunda özellikle 12 Eylül 2010 tarihinde yapılan Anayasa değişiklik paketinde yapılan düzenlemeler sonucunda Sendikacılık istenilen düzeye doğru gelmeye başlamıştır.  2002 yılında sendikalaşma oranını  %48 iken bu oran 2017 yılında  %70 e çıkmıştır. Bu oranın daha da yukarı çıkması örgütsel gücün etkisi açısında önemlidir.   Memur Sen bugün itibariyle 1.000.000 üyesi olan Türkiye’nin en büyük sivil toplum kuruluşudur. Memur Sen konfederasyonu son beş yılda 300.000 üye artışı sağlamıştır.  Diğer sendikalarda çizgi aşağıya doğru gidiyor. Memur Sen bir hizmet anlayışı ile hareket ediyor. O yüzden üye sayımız da buna bağlı olarak artıyor.
ü  Günümüz Türkiye’sinin Sendikacılık Faaliyetlerini Geçmişle Mukayese Ettiğinizde Nasıl Değerlendiriyorsunuz?
Memet Sait Ercan: Türkiye’de sendika hakkı ilk olarak 1961 Anayasasının 46. maddesi ile anayasal güvence altına alınmıştır. 1965 yılında çıkan bir kanunla Türkiye’de sendikacılık faaliyetleri başlamıştır. Sendikacılığın hızla arttığı o dönemde 1971 muhtırası ile sendikacılık maalesef yasaklanıyor. 12 Eylül darbesinden sonra yapılan anayasada da sendikal haklar ile ilgili herhangi bir düzenlemeye yer verilmemiştir.  1990’lı yıllarla sendikacılık daha ziyade sokak çatışmaları ile kendisini göstermiştir. 1992 yılında İLO sözleşmeleri gerekçe gösterilerek Türkiye’de tekrar sendikalar kurulmaya başlanmıştır. 1995 yılında 12 Eylül’den sonra yapılan 1982 anayasasının bazı maddelerinde değişiklik yapılarak Türkiye’de tekrar sendika kurma ve üye olma hakkı anayasal güvence altına alınmış oldu. 1995 yılında yapılan Anayasa değişikliği ile sendikacılık anayasal güvence altına alınmış olsa da o günkü siyasi belirsizlikler ve koalisyon hükümetleri nedeniyle maalesef kanuni düzenleme 6 sene gecikmeyle ancak 2001 yılında çıkarılabilmiştir.  2001 yılında çıkan 4688 sayılı sendika kanunu sendikacılığın önünü açmış olsa da toplu sözleşme sistemine değil de toplu görüşme sistemine mahkûm edilmiştir.  Toplu görüşme düzeneği ile sürdürülen sendikal faaliyetler de kazanım elde etmek çok zordur.  2002-2011 yılları arasında toplu görüşmeler gerçekleştirildi. Memur Sen 2009 yılında ilk kez yetki almıştır. Memur Sen 2009 yılında Diyanet, Yerel Yönetim, Tarım Ormancılık ve Sağlık hizmet kollarındaki yetkisi ile konfederasyonda ilk yetkisini almıştır. Memur Sen 2010 yılında yaptığı basın açıklaması ile Türkiye’de sendikacılığa yön vermiştir. Toplu görüşmeler reddedilmiş, toplu sözleşme istenmiştir. Sendikalar ve devlet taraf olsun, karşılıklı otursun şeklinde görüşümüzü net bir biçimde ortaya koyduk ve Memur Sen konfederasyonda almış olduğu bu yetki ile 2010 yılındaki toplu görüşmelere katılmayacağını bir basın açıklaması ile beyan etmiştir. Bunun sonucunda hükümet 2010’da sendikaları Abant’a davet etmiş ve çalıştaya sadece Memur Sen katılmıştır. Çalıştay sonucunda Memur Senin hazırlamış olduğu sonuç bildirisi 2010 yılında yapılacak olan anayasa değişiklik paketinin alt yapısını oluşturmuş ve Memur Senin düzenlediği sonuç bildirisi 12 Eylül 2010 tarihindeki Anayasa değişiklik paketinde yer almıştır. Yapılan anayasa değişikliğinden sonra buna bağlı olarak 2012 yılında yapılan kanuni düzenleme ile Türkiye’de artık toplu görüşme düzeneği tarihin çöp sepetine atılarak yeni bir döneme yani toplu sözleşme dönemine geçilmiş oluyor.  Bu Memur Senin sendikal zemindeki en büyük zaferi ve kazanımıdır.
ü  Cumhurbaşkanının yaptığı bir 3600 Ek Gösterge açıklaması var. Bunun maaşlara etkisi nedir? Ne öngörüyorsunuz?
Memet Sait Ercan: 3600 ek gösterge ile alakalı açıklaması yapıldı. Bu ek gösterge artışı esasen çalışırken memur maşlarına etkisi yok gibi. Daha ziyade bu ek gösterge artışı Emekli maaşlarını önemli ölçüde arttırmaktadır. Ek göstergelerin 3600 e çıkarılması sonucunda emekli maaşlarını 600 TL civarında arttırdığını, emekli ikramiyesini ise 20-23 bin aralığında arttırdığını görüyoruz. Bu düzenlemeyi olumlu buluyoruz ve destekliyoruz. Ancak 3600 ek göstergesinin bazı kurumlarla kısıtlı tutulması ile ilgili büyük bir tepki söz konusudur. Diğer kamu kurumlarını da kapsayacak şekilde tekrar gözden geçirilmesinin doğru olacağını düşünüyorum. Yardımcı hizmetler sınıfının ek göstergesinin olmaması da büyük bir sorun. En düşük maaş alan bu sınıftaki kamu çalışanlarına muhakkak ek gösterge verilmelidir. Örneklersek, Ek göstergesi 3.000 iken 3.600 ek göstergeye yükseltilen 30 hizmet yılı olan bir kamu görevlisinin emekli aylığı 2.594 TL iken ek gösterge 3.600 olduğunda bu aylık tutarı 3.163 TL'ye yükseltilecektir. Aradaki emekli maaş farkı ise 569 TL olacaktır. Emekli ikramiyesi ise 93.552 TL iken ek göstergesi 3.600 olduğunda bu tutar 114.068 TL'ye yükseltilecektir. Emekli ikramiyesindeki artış ise 20.516 TL olacaktır.
ü  28 yıldır Edirne’de yaşayan bir birey olarak Edirne’yi nasıl değerlendiriyorsunuz? Edirne’yi daha yaşanılır, daha fazla turistin geldiği bir yer yapmak için neler yapabiliriz?
Memet Sait Ercan:  Edirne çok güzel bir şehir… Bu şehri ve insanını çok seviyorum. 2013 yılında Balkanlara; Makedonya, Kosova, İskeçe, Prizren gibi medeniyetimiz için önem arz eden yerlere seyahatte bulundum. Dönüşte çok geç kaldığımız aklıma geldi. Oradaki yurttaşlarımız ile kardeşlerimiz ile uzun yıllardır aramıza büyük bir mesafe konuşmuş. 2000 yılından sonra Balkanlara açılmaya başladık. Ülkemiz oradaki tarihi eserleri onarmaya başladı, oralara Türk bayrağını dikmeye başladık. Edirne’yi Balkanların merkezi yapmak, kültür kenti yapmak hepimizin sorumluluğu bulunmaktadır. Her geçen gün turist sayısını arttırmak zorundayız. Aynı şekilde soydaşlarımızın olduğu ve medeniyetimizin izlerini taşıyan Balkanlara giderek tarihimize de sahip çıkmak zorundayız. Edirne Balkanlar ile devamlı surette irtibatta olmak durumundadır. Her aile oradan bir soydaşını alsa, Edirne’de misafir etse, iftar yaptırsa ne güzel olur!  Edirne’ye ilk geldiğimde uzun yıllar Eski Cami’de namaz kılınmıyordu. Tadilatı çok uzun süre sürdü. Keza Üç Şerefeli Camiinde tadilat başladı, yıllar sürdü. Yine köprülerin, tarihi eserlerin onarımı yıllar sürüyor. Biz bu tarihi dokuyu korumak ve insanlara açmak zorundayız. Böylelikle kültür yapımız kendiliğinden gelişecek. TİKA bu konularda üzerine düşeni yapıyor. Biz de Edirne olarak Balkanlara uzanan el olmak zorundayız, kültür ilişkisi kurmak zorundayız. İnsanlar Kadir Gecesinde, bayramlarda Selimiye’ye geliyorlar. Biz Edirne halkı olarak, Belediye olarak, Valilik olarak bir araya gelip onlara sofra kurmak zorundayız, sıcaklığımızı hissettirmek zorundayız. Çünkü Balkanlardan da çok fazla soydaşımız geliyor. Birlik ve beraberlik tablosunu ancak böyle oluşturabiliriz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder