Orhan Çakırlar: “Nasıl ki dünya tarihinden Türk tarihini çıkartırsanız bir şey kalmaz ise Türk Tarihinden de Edirne’yi çıkartırsak çok şey eksik kalır. Edirne’yi turizmin başkenti yapmak için çok daha iyi tanıtmak zorundayız.”
·
Orhan Çakırlar,
Edirne
doğumlu, bütün ailesi Edirne’li. Dedesinin dedesi, babası hepsi Edirne’li. İlk
ve orta öğretimimi Edirne’de tamamladı. Sanat okulundan mezun olduktan sonra Hacettepe
Üniversitesini bitirdi. Edirne tarihine, kültürüne her daim merakı var. Bu
merakımı her daim devam ettirdi. Kendi çapımda araştırmalar yaptı, şehre katkı
vermeye çalıştı. Bu şehre daha iyi hizmet etmek için siyasi partilerde aktif
siyaset yaptı, belediye başkanı adayı oldu. Edirne’ye olan merakını yazarak,
gezerek, araştırarak hala devam ettiriyor.
![](https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjX4k7ZlQf7hA1KLXHJCjDcarUYXBGlmL1BN0TOP2ghl5HBS1thdwCUeuJH7vMWgB9__izTDdf9DCFgzo9NP7RCLThv4fztucLxDg-1NV1FLO_W1B2QGXVge1Uo9G8fzXtI9RSUwROTxM91/s1600/Orhan.jpg)
Orhan Çakırlar Edirne'yi turizme kazandırmak için daha çok tanıtımını yapmak zorundayız.
![](https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjX4k7ZlQf7hA1KLXHJCjDcarUYXBGlmL1BN0TOP2ghl5HBS1thdwCUeuJH7vMWgB9__izTDdf9DCFgzo9NP7RCLThv4fztucLxDg-1NV1FLO_W1B2QGXVge1Uo9G8fzXtI9RSUwROTxM91/s1600/Orhan.jpg)
ü Edirne sizin için ne anlama geliyor?
Orhan
Çakırlar: Nasıl ki dünya
tarihinden Türk tarihini çıkartırsanız bir şey kalmaz ise Türk Tarihinden de
Edirne’yi çıkartırsak çok şey eksik kalır. Osmanlı’ya uzun yıllar başkentlik
yapmış bir şehir Edirne ve büyük değerler yetişmiş buradan. Bir defa Fatih
Sultan Mehmet burada doğmuş. Edirne kendi evlatlarından bürokrat yetiştiremedi
maalesef, çünkü Edirneliler bürokratik işlere çok sıcak bakmıyorlar. Bunun
sosyolojik sebeplerini araştırmak gerekiyor. Zannediyorum 1912’de yaşadığımız
Balkan Faciası bunda önemli faktördür. İnsanlar büyük acılar yaşadılar ve
aileler çocuklarını dizinin dibinden ayırmak istememiş. Halk da bürokratik
işlerden mümkün mertebe uzak durmuş. Şehrimiz sanayileşmediği için tarıma ve
memuriyete dayalı bir şehir. Sanayi olmaması turizm açısından bir avantaj
olarak da görülebilir. Edirne sosyolojik olarak araştırılmaya muhtaç bir şehir,
hala.
ü Edirne Turizmini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Orhan
Çakırlar: Turizm işini maalesef basite indirgiyoruz.
Edirne turizmi ciğer, Kakava ve Kırkpınar’dan ibaret görülemez. Kırkpınar
dediğimiz üç günlük bir iş. 600-700 yıl süren geleneksel bir spor Kırkpınar ve
dünyada örneği yok. Çok daha iyi tanıtmak zorundayız. Edirne’de tasavvuf ehli
çok insan var. Edirne’de Muradiye Camii’nde Mevlana Hazretlerinin torunlarının
mezarları var. Celaleddin ve Cemaleddin Hazretlerinin mezarları orada. Edebiyat
tarihi için çok önemli olan Neşati’nin mezarı da orada. Bunu ne kadar
tanıtabildik? Ahmet Badii Efendi’nin tuttuğu bir kayıtta Ebu Hanifi
Hazretlerinin bir yakınının da burada defnedildiğini okumuştum. Her yer bir
derya Edirne’de. Sivil toplum örgütleri ve şehrin ileri gelenleri şehri çok
daha iyi tanıtmak zorunda… Osmanlı’nın ilk tarihçilerinden Oruç Bey’in ismi bir
caddeye verilemez mi mesela? Oruç Bey Edirne’lidir ve çok önemli bir
tarihçidir. Bu şehrin değerlerini tanıtamıyoruz. Fatih Sultan Mehmet burada doğdu diyoruz.
Peki Fatih Sultan Mehmet’in şairliğini ne kadar anlatabiliyoruz? Avni mahlası
ile yazdığı şiirler hafızalara sığmaz, bu büyük hükümdarın. Edirne’de Vandalizm
de had safhada. Köprü restore ediliyor. Duvar onarılıyor. Üstüne yazılar
yazılıyor, sprey boya ile. Oraya bir kamera koymak, tahrip edenleri bulmak çok
mu zor? Müzelerimizi de daha çok tanıtmak, öğrencileri ücretsiz olarak
gezdirmek zorundayız. İlkokuldan başlayarak müzeler ve Balkan şehitlikleri
öncelikle Edirne insanına tanıtılmalı ki yarın öbür gün bu şehirden çıktıkları
zaman Edirne’mizi doğru tanıtsınlar. Bu topraklara Trakya denmesi kadar zoruma
giden bir şey yok! Burası Paşaeli, burası Rumeli’dir. Trakya dediğiniz mefhum
Osmanlı’nın bu bölgeyi fetih etmesi ile bitmiştir! Avrupa’da 150.000 nüfuslu
herhangi bir şehirde Edirne’deki eserlerden birisi olsaydı o şehir ihya
olmuştu, zengindi. Biz elimizdeki kaynakları kullanamıyoruz. Yurtdışında
Edirne’mizi tanıtacak bir tanıtımımız, broşürümüz bile yok. Turizm
Ateşeliklerinde Edirne hakkında bilgi verecek insan da yok, materyal de yok.
Böyle olunca nasıl tanıtacağız bu şehri? 600 yıl boyunca sanata, edebiyata,
tasavvufa, tarihe hizmet etmiş insanların şehridir Edirne. Bu şehre layık olmak
için çok daha fazla çalışmak zorundayız. Eski sokakların ismini
değiştiriyorlar. Bu şehrin tarihine ihanettir. Talat Paşa’nın ismi neden bu
şehrin herhangi bir sokağına, caddesine verilmez. Neden eski sokakların ismi
değiştirilir. İnsanlar Edirne’yi geziyorlar ama yanlarındaki rehberler Edirne
tarihinden bihaber. Edirne’nin mutfağı çok zengin bir mutfaktır. Ciğer bu
şehrin son yıllarında kültürüne girmiştir. 100 senedir ciğercilik yapıyorum
diyen bir Allahın kulu yoktur. Ciğer meşhurdur Edirne’de ama sarması meşhurdur.
Ciğer sarması Edirne’nin geleneksel lezzetidir ama bu lezzeti kimse bilmiyor.
Antep şehrimiz sadece mutfağı ile meşhur iken biz neden kandilli mantı gibi,
ciğer sarması gibi geleneksel lezzetlerimizi tanıtamıyoruz. Şehrimizi
söylediğim yönleri ile tanıtamazsak Edirne turizmi sadece Kakava, Kırkpınar
gibi etkinliklere mahkum olur ve bir arpa boyu yol gidemeyiz. Şehrin ileri
gelenlerine ve sivil toplum kuruluşlarına seslenmek gerek. Demokrat bir biçimde
bir araya gelerek, istişare etmek, bu şehri daha iyi tanıtmak zorundayız.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder