16 Mayıs 2018 Çarşamba

Orhan Çakırlar: “Nasıl ki dünya tarihinden Türk tarihini çıkartırsanız bir şey kalmaz ise Türk Tarihinden de Edirne’yi çıkartırsak çok şey eksik kalır. Edirne’yi turizmin başkenti yapmak için çok daha iyi tanıtmak zorundayız.”

Orhan Çakırlar: “Nasıl ki dünya tarihinden Türk tarihini çıkartırsanız bir şey kalmaz ise Türk Tarihinden de Edirne’yi çıkartırsak çok şey eksik kalır.  Edirne’yi turizmin başkenti yapmak için çok daha iyi tanıtmak zorundayız.”


·       Orhan Çakırlar, Edirne doğumlu, bütün ailesi Edirne’li. Dedesinin dedesi, babası hepsi Edirne’li. İlk ve orta öğretimimi Edirne’de tamamladı. Sanat okulundan mezun olduktan sonra Hacettepe Üniversitesini bitirdi. Edirne tarihine, kültürüne her daim merakı var. Bu merakımı her daim devam ettirdi. Kendi çapımda araştırmalar yaptı, şehre katkı vermeye çalıştı. Bu şehre daha iyi hizmet etmek için siyasi partilerde aktif siyaset yaptı, belediye başkanı adayı oldu. Edirne’ye olan merakını yazarak, gezerek, araştırarak hala devam ettiriyor.
Orhan Çakırlar Edirne'yi turizme kazandırmak için daha çok tanıtımını yapmak zorundayız.


ü    Edirne sizin için ne anlama geliyor?
Orhan Çakırlar: Nasıl ki dünya tarihinden Türk tarihini çıkartırsanız bir şey kalmaz ise Türk Tarihinden de Edirne’yi çıkartırsak çok şey eksik kalır. Osmanlı’ya uzun yıllar başkentlik yapmış bir şehir Edirne ve büyük değerler yetişmiş buradan. Bir defa Fatih Sultan Mehmet burada doğmuş. Edirne kendi evlatlarından bürokrat yetiştiremedi maalesef, çünkü Edirneliler bürokratik işlere çok sıcak bakmıyorlar. Bunun sosyolojik sebeplerini araştırmak gerekiyor. Zannediyorum 1912’de yaşadığımız Balkan Faciası bunda önemli faktördür. İnsanlar büyük acılar yaşadılar ve aileler çocuklarını dizinin dibinden ayırmak istememiş. Halk da bürokratik işlerden mümkün mertebe uzak durmuş. Şehrimiz sanayileşmediği için tarıma ve memuriyete dayalı bir şehir. Sanayi olmaması turizm açısından bir avantaj olarak da görülebilir. Edirne sosyolojik olarak araştırılmaya muhtaç bir şehir, hala.
ü    Edirne Turizmini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Orhan Çakırlar:  Turizm işini maalesef basite indirgiyoruz. Edirne turizmi ciğer, Kakava ve Kırkpınar’dan ibaret görülemez. Kırkpınar dediğimiz üç günlük bir iş. 600-700 yıl süren geleneksel bir spor Kırkpınar ve dünyada örneği yok. Çok daha iyi tanıtmak zorundayız. Edirne’de tasavvuf ehli çok insan var. Edirne’de Muradiye Camii’nde Mevlana Hazretlerinin torunlarının mezarları var. Celaleddin ve Cemaleddin Hazretlerinin mezarları orada. Edebiyat tarihi için çok önemli olan Neşati’nin mezarı da orada. Bunu ne kadar tanıtabildik? Ahmet Badii Efendi’nin tuttuğu bir kayıtta Ebu Hanifi Hazretlerinin bir yakınının da burada defnedildiğini okumuştum. Her yer bir derya Edirne’de. Sivil toplum örgütleri ve şehrin ileri gelenleri şehri çok daha iyi tanıtmak zorunda… Osmanlı’nın ilk tarihçilerinden Oruç Bey’in ismi bir caddeye verilemez mi mesela? Oruç Bey Edirne’lidir ve çok önemli bir tarihçidir. Bu şehrin değerlerini tanıtamıyoruz.  Fatih Sultan Mehmet burada doğdu diyoruz. Peki Fatih Sultan Mehmet’in şairliğini ne kadar anlatabiliyoruz? Avni mahlası ile yazdığı şiirler hafızalara sığmaz, bu büyük hükümdarın. Edirne’de Vandalizm de had safhada. Köprü restore ediliyor. Duvar onarılıyor. Üstüne yazılar yazılıyor, sprey boya ile. Oraya bir kamera koymak, tahrip edenleri bulmak çok mu zor? Müzelerimizi de daha çok tanıtmak, öğrencileri ücretsiz olarak gezdirmek zorundayız. İlkokuldan başlayarak müzeler ve Balkan şehitlikleri öncelikle Edirne insanına tanıtılmalı ki yarın öbür gün bu şehirden çıktıkları zaman Edirne’mizi doğru tanıtsınlar. Bu topraklara Trakya denmesi kadar zoruma giden bir şey yok! Burası Paşaeli, burası Rumeli’dir. Trakya dediğiniz mefhum Osmanlı’nın bu bölgeyi fetih etmesi ile bitmiştir! Avrupa’da 150.000 nüfuslu herhangi bir şehirde Edirne’deki eserlerden birisi olsaydı o şehir ihya olmuştu, zengindi. Biz elimizdeki kaynakları kullanamıyoruz. Yurtdışında Edirne’mizi tanıtacak bir tanıtımımız, broşürümüz bile yok. Turizm Ateşeliklerinde Edirne hakkında bilgi verecek insan da yok, materyal de yok. Böyle olunca nasıl tanıtacağız bu şehri? 600 yıl boyunca sanata, edebiyata, tasavvufa, tarihe hizmet etmiş insanların şehridir Edirne. Bu şehre layık olmak için çok daha fazla çalışmak zorundayız. Eski sokakların ismini değiştiriyorlar. Bu şehrin tarihine ihanettir. Talat Paşa’nın ismi neden bu şehrin herhangi bir sokağına, caddesine verilmez. Neden eski sokakların ismi değiştirilir. İnsanlar Edirne’yi geziyorlar ama yanlarındaki rehberler Edirne tarihinden bihaber. Edirne’nin mutfağı çok zengin bir mutfaktır. Ciğer bu şehrin son yıllarında kültürüne girmiştir. 100 senedir ciğercilik yapıyorum diyen bir Allahın kulu yoktur. Ciğer meşhurdur Edirne’de ama sarması meşhurdur. Ciğer sarması Edirne’nin geleneksel lezzetidir ama bu lezzeti kimse bilmiyor. Antep şehrimiz sadece mutfağı ile meşhur iken biz neden kandilli mantı gibi, ciğer sarması gibi geleneksel lezzetlerimizi tanıtamıyoruz. Şehrimizi söylediğim yönleri ile tanıtamazsak Edirne turizmi sadece Kakava, Kırkpınar gibi etkinliklere mahkum olur ve bir arpa boyu yol gidemeyiz. Şehrin ileri gelenlerine ve sivil toplum kuruluşlarına seslenmek gerek. Demokrat bir biçimde bir araya gelerek, istişare etmek, bu şehri daha iyi tanıtmak zorundayız.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder